Bir yazıyı dikkatinize sunmak istiyorum. Konu, Merkez Bankası'nın "faiz politikası" ile ilgili. İddia sahibi "deneysel politika" olarak nitelendirdiği Merkez Bankası kararlarına ciddi eleştiriler yöneltiyor. Banka'nın faizleri üçe ayırdığına işaret ediyor ve diyor ki...
1- Haftalık repo faizi, politika faizi olarak korundu ve yabancılara sunulan faizi belirledi. Bugünkü seviyesi yüzde 5. Hazine tahvillerinin faizi ise yüzde 5.5. Türkiye, kendisiyle aynı kategoridekiler içinde en yüksek faizi sunan ülke konumunda.
2- Ülke içindeki faizlere gelince... Merkez Bankası, gecelik borç verme ve borç alma faizleriyle yönlendirildi. İki faiz arasında fark yaratılarak faiz koridoru oluşturuldu. Gecelik borçlanma (repo) faizi, bankaların mevduat faizlerini; gecelik borç verme faizi ise kredi faizlerini belirledi.
Peki, ne oldu derseniz?
Gülşah Karadağ'ın (Birgün Gazetesi) tezini okumanızı öneririm...
Kredi faizleriyle mevduat faizi arasındaki makas açıldı. Mevduat faizi enflasyona ezdirildi. Bugün, bir bankadan bir yıllığına ihtiyaç kredisi aldığınızda masraflarla birlikte yaklaşık yüzde 13, konut kredisi aldığınızda yüzde 9 faiz ödüyorsunuz. Bir yıllık mevduat faizi de yüzde 5.5. Ülkede enflasyon düzeyi ise son olarak yüzde 7.2. Bilmem, fazla söze gerek var mı?
NOT: Sayıştay Yasası değişikliği ile ilgili çok sayıda elektronik posta mesajı alıyorum. Bu konuya ayrıca değineceğim. (OM)