Anayasa değişikliğinin, daha oylanmadan sonuç vermesi ilginç değil mi? Her ne kadar siyasi partiler meydanlarda, anayasa paketinin içeriğine girmese de bilinçli kesimler şimdiden harekete geçti bile. İşte en canlı örnek "Memurlar"! Hatırlıyorum da bu ülkede memur sendikası diye bir kavram yoktu. Maliye bürokratları otururlar, o yılki enflasyon tahminine, büyüme hedefine göre bir oran belirlerler, sonra da Başbakan'ı ikna etmeye çalışırlardı. Genellikle, ilk oranlar düşük tutulur, memura jest yapması için Başbakan'a bir marj bırakılırdı. Memur adına konuşan kimse bulunamazdı. Bir gazeteciler, iki milyonu aşkın memurun hislerine tercüman olurduk.
Derken anayasal engel kısmen kalktı, memur sendikalaşmaya başladı. Lakin yeterince bilgili ve deneyimli değildi. Pazarlığa oturduğu kişiler de memurdu. Bir taraf sadece memuru değil hükümeti de düşünmek durumundaydı. Memur- memura karşı görüntüsü, garipliklere de sahne oluyordu. Fıkralar anlatılıyor, kuru kavgalar yapılıyor, kariyerli bürokratlar ise "Bu adamlarla bizim ne işimiz var?" diye yakınıyorlardı.
Üçüncü aşamaya geçildiğinde, memur sendikaları ideolojik ayrışmalarına rağmen olgunlaştı. Gerçi toplu sözleşme yapamıyorlar, "Toplu görüşme" yöntemi ile isteklerini sıralıyorlar, hükümetler de direnme noktalarını açıklıyorlardı. Sendikalar, belki istedikleri zam oranını alamadılar ama uzlaştırma kurulları marifetiyle yeri geldi siyasetçinin bileğini de büktüler.
Ve şimdi yepyeni bir aşamadayız. Anayasa değişikliği eğer yürürlüğe girerse memur için "toplu sözleşme" dönemi açılacak. Aslına bakarsanız fiilen açıldığını ilan edebiliriz. Dün, memur sendikaları ile hükümet, 2011'deki mali ve sosyal hakları için toplandığında bir sendikacı şöyle diyordu:
"Eksikliklerine rağmen toplu sözleşme hakkının anayasa paketine girmesini önemsiyoruz. Hükümet, pakette var olan bu hakka göre hazırlıklı gelmeli, fiili durum oluşturmalı ve toplu sözleşmenin başlangıcını bu yıl yapmalı!"
İşte bu vurgunun üstüne söylenecek fazla bir söz yok. Daha bugünden, "Memurlara milli gelir artışından pay verilerek gelir dağılımında adalet sağlanması, gelir vergisi oranlarının indirilerek dar gelirliler aleyhine olan durumun düzeltilmesi" konuşulmaya başlandı.