Türk Ceza Kanunu'nun 301'nci maddesinin değiştirilmesi yönündeki Sivil Toplum Kuruluşları (STK) inisiyatifinde güç de olsa bir uzlaşma çerçevesi ortaya çıktı. İktisadi Kalkınma Vakfı'nın çağrısı ile hafta sonu yapılan toplantıya TOBB, Türk İŞ, TİSK, Hak İş, DİSK, TZOB, Memur Sen, MÜSİAD Başkanları katıldı. DİSK'in, itirazlarını sıraladığı, Tabipler Birliği'nin katılmadığı toplantıda, 301'nci maddede radikal bir değişiklik yerine ceza sınırları aşağıya çekildi. "Türklüğe hakaret" kavramına da açıklık kazandırılmaya çalışıldı. TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu'nun halen üzerinde çalıştığı, diğer STK'ların da katkısını almaya uğraştığı metin, Perşembe günü bir basın toplantısı ile kamuoyuna duyurulacak ve hükümete iletilecek. Barolar Birliği Başkanı Özdemir Özok'un öncülüğünde geçtiğimiz hafta gerçekleşen toplantıda, 301'nci maddedeki değişiklik konusunda mutabakat oluşmamış, top hükümete atılmıştı.
NE ÖNERDİLER?
* TCK'nın 301'nci maddesindeki "Türklüğü aşağılama" ifadesi yerine "Türk vatandaşlığı" ifadesinin konulması üzerinde uzun süre tartışan STK'lar, buradaki belirsizliği gidermek üzere Anayasa'nın 66'ncı maddesine atıfta bulunmayı kararlaştırdı. Bu maddede "Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türktür" denildiği için yurtdışındaki Türklerin ya da Türk soyluların aşağılandığı iddiası ceza kapsamı dışında kalacak.
* 301'nci maddenin 1'nci fıkrasındaki "Türklüğü, Cumhuriyeti veya Türkiye Büyük Millet Meclisini alenen aşağılayan kişi, altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır" ifadesindeki cezanın üst sınırı 2 yıl olacak. Böylece bir kişi bu maddeden hüküm giyse bile kişi hapis yatmayıp, cezası paraya çevrilip, ertelenebilecek.
159 KORKUSU
* 2'nci fıkradaki "Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetini, devletin yargı organlarını, askerveya emniyet teşkilatını alenen aşağılayan kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır" ifadesi ise "alenen tahkir ve tezyif" ifadesi ile değiştirilecek. Bu noktada STK'larda, eski Ceza Kanunu'ndaki 159'ncu maddenin geri gelebileceği kaygısı ön plana çıktı. Bazı kuruluş temsilcileri, "Devletin saygınlığını tehlikeyle düşürme kastıyla hareket edilmesi" ibaresini metne eklemek istedi. Ancak bu öneri, "Tanım belirsiz" denilerek kabul edilmedi. Tahkir ifadesinin, "Aşağılama, onur kırma, onuruna dokunma", tezyif ifadesinin ise "Küçültmek isteme, alay etme, eğlenme" anlamına geldiğini, hakim tarafından her iki şartın birlikte aranması gerekeceğini savunan STK'lar, ayrıca fıkrayla ilgili değişiklik gerekçesinde ceza vermeyi zorlaştıran atıflarda da bulundular. Buna göre, hakimlerin karar vermeden önce baktığı gerekçede "Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına uygun yorum yapılması" vurgusu bulunacak. Ek olarak, "Hakaret ve aşağılama yakın tehlike oluşturuyor mu?" sorusuna yanıt aranacak. Bu unsura rastlanmazsa ceza verilmeyecek.
* TCK 301'in 3'ncü fıkradaki "Türklüğü aşağılamanın yabancı bir ülkede bir Türk vatandaşı tarafından işlenmesi hâlinde, verilecek ceza üçte bir oranında artırılır" ifadesinde ise cezalar eşitlenecek. Bu durumda da ceza üst sınırı 2 yıl olacak.