Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, sanayide kırmızı alarm verdi. Hisarcıklıoğlu, imalat sanayiin milli gelir içindeki payının son 15 yılda gerilediğini açıkladı ve sordu: "İthalata dayalı büyümeyi daha ne kadar sürdürebiliriz?" Hisarcıklıoğlu, ekonomideki büyümenin yüksek vergi yükü nedeni ile hissedilemediğini ve refah artışının topluma yeterince yansımadığını savundu. Ekonomi Muhabirleri Derneği üyeleri ile biraraya gelen TOBB Başkanı, şu mesajları verdi:
* SANAYİDE KIRMIZI ALARM: 1990'da ihracatın milli gelirdeki payı yüzde 11, ithalatın payı yüzde 15, imalat sanayinin payı yüzde 23. 2005'te ihracatın payı yüzde 22'ye, ithalatın payı yüzde 30'a yükselirken imalat sanayinin payı yüzde 20'ye inmiş. İşte bu kırmızı alarm. İmalat sanayi, ihracatı desteklemiyor. İhracat, ithalata dayalı büyüyor. 1997'de ihracatın üretimdeki payı yüzde 17 iken ithalatın yüzde 33'tü. 2005'te ihracatın payı yüzde 32'ye, ithalatın payı yüzde 59'a yükselmiş. Türkiye'nin acilen sanayi politikasına ihtiyacı var. Yoksa önümüzdeki dönemde kaybedeceğiz.
* YATIRIM ADRESİ YOK: Bir veriye dayanarak, 'Şu işi yap' diyeceğimiz bir durum var mı? Yok. Gücümüz ne? Hangi sektöre yatırım yapacağız? Bilen varsa söylesin. Ben bilmiyorum. Elimizdeki sanayi envanterini biliyor ve günlük olarak izliyor olmamız lazım. Toptancı anlayışla sanayi teşviki olmaz. Bir tesisi kapatıyoruz, bir diğerini açıyoruz. Değişen bir şey yok.
* KATMA DEĞERLİ ÜRETİM: Avrupa'da satılan her iki televizyondan biri Türk malı. Gurur duyuyoruz. Ama Türk katma değeri ne kadar? Yüzde 3. Geçmişte her şeyi teşvik yerine örneğin, televizyon tüpü üretimini teşvik etmeliydik. Bugün bunu da yapamayız. Çünkü yeni trend, LCD ekrana döndü. Üretim hattımız var mı? Yok. Demek ki önümüzdeki dönemde yine küçüleceğiz. Bu yatırım 2 milyar dolar. Hyundai'nin kıyamet koparan yeni otomobil yatırımı 100 milyon dolarla başlıyordu, 1 milyar dolara ulaşacaktı. Buna dikkat çekmeliyiz.
* İSRAFA DÖNÜŞEN TESİSLER: TOBB olarak biz, 77 bin firmanın kapasite raporunu yayınlıyoruz. Örneğin un fabrikası kapasitemiz, bizim verilerle sınırlı olmak üzere 38 milyon ton. Türkiye olarak kaç ton buğday üretiyoruz? 20 milyon ton. Hepsini un üretiminde kullansak 14 milyon ton. 14 milyonun üzerindeki un fabrikası yatırımı israf değil mi? Sonra yazıyorsunuz 'Şu sektör sıkıntıda.' Başbakan, bakan, bürokrat buna ne yapsın?
* ENERJİ ZİRVESİ: Başbakan'ın başkanlığında enerji gündemli özel bir toplantı yapacağız. Serbest piyasa ekonomisine inanıyorsak, üretim ve dağıtım eşit şartlarda rekabete açılmalı.