Yetkililerin önümüzdeki hafta için verdiği hava kirliliği alarmından, "Dışarıya çıkmayın" uyarılarından bahsetmiyorum.
Trafikten, açık açık lağımların akıtıldığı Boğaz'dan, metrobüs eziyetinden, çalışmayan yürüyen merdivenlerden, yıllardır arızalı olan asansörlerden, toplanmayan çöplerden, patates tarlasına dönmüş yollardan da...
Belediye başkanımızın başardığı, hakkında soruşturma açtırmak.
Göreve geldiği günden beri uğraştı didindi, sonunda pazartesi günkü basın toplantısındaki konuşması nedeniyle İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hakkında resen soruşturma başlatıldı.
Cuma günü sabah saatlerinde adliyeye giderek ifade verecekmiş.
Kılıçdaroğlu yurtdışındayken taraftarlarını Saraçhane'de toplayan İmamoğlu'nun yargılandığı davadan 2 yıl 7 ay hapis cezasını öğrendiği anda kameralara yansıyan görüntülerini hatırlıyorsunuz değil mi?
Kendisine 2023'te cumhurbaşkanlığı adaylığının yolunu açacağını düşündüğü bu gelişme üzerine nasıl bir sevinçle Akşener'le kucaklaştığı hafızalarımızdan silinmedi.
O sefer olmamıştı ama "Bu kez tamam" diyor olmalı.
Ne var ki o zaman nasıl olmadıysa şimdi de olmayabilir.
Zira mağduriyet dediğin zorlama olunca kimse yemiyor.
***
FEHMİ BEY'İN HAKKINI YEMİŞİM
Fehmi Koru'nun "Gazetecilik ve yazarlığı patronlara kaptırıyoruz..." başlıklı yazısını görünce, "Allah Allah sermaye eleştirisi mi yapmış" diye söylendim.
Neden olmasın değil mi?
Yılların milliyetçileri, ANAP'tan gelen bir belediye başkanının arkasında "Kurtuluş yok tek başına..." diye komünist sloganları atıyor... Milli Görüşçü Temel Bey, zafer işareti yaparak görevinden ayrılıyor... Mesleğinin son demlerinde CHP'ye yanlayan yılların muhafazakârı Koru da pekâlâ "devrimci" takılabilir.
Ne var ki yazısını bitince "Hakkını yemişim, adam gayet tutarlı" diye söylendim.
Meğer Koru, patronları cilalamak için başlıkta ters manyel yapmış.
Derdi bir yandan meslektaşlarını küçümserken Türkiye'nin en zengin adamlarını, patronları övmekmiş.
Beyefendiye göre mesela Murat Ülker, "piyasadakilerden" daha iyi gazetecilik yapıyormuş.
İşadamı Ali Koç ve iş insanı Hanzade Doğan'la yaptığı röportajları müthişmiş mesela.
Evrensel gazetecilik kriterleriyle meseleleri kritik ettiğini söyleyen Fehmi Bey'in bu yazısı ecnebi gazetelerinde çıksa yanına "advertoryal" (reklam) ibaresi eklenirdi.
***
KİRALARI DOLAR ÜSTÜNDEN Mİ HESAPLASAK?
Evlerini, işyerlerini dolar üstünden kiraya verenleri "Burası Amerika mı?" diye çok eleştirdim.
Bugünlerde "Acaba fazla mı abarttım?" diye düşünüyorum.
Zira 2024'ün ocak ayında dolar 30 TL'ydi.
2025'in ocağında 35 TL.
Kira hesabını dolar üzerinden yapsak 30 bin TL'lik bir eve şimdi 35 bin TL ödeyecektik mesela.
2024'te 30 bin TL olan bir evin kirası şimdi ne kadar?
***
ÇOK BEKLERSİN APCOA
Almanya, başkent Berlin'deki Brandenburg Havalimanı'nın girişindeki otoparka bırakılan aracın sahibini arıyor.
Zira aracın otopark ücreti 200 bin euro'yu (yaklaşık 7 milyon 460 bin lira) geçmiş.
Alman basınındaki haberlerde hem araç sahibinin hem de aracın çalıntı olup olmadığının bilinmediği belirtiliyor. Yolcu indirme-bindirme için 10 dakikalık ücretsiz süre tanınan otoparkta, sürenin aşılması durumunda saatlik ücretse 23 euro (yaklaşık 858 lira). Havalimanının otopark işletmecisi Apcoa da durumu çözmek için yetkililerle temasa geçmiş. Aracın sahibini arıyormuş.
Çok bekler.
Otoparkta bekleyen Volkswagen marka aracın Almanya'da ederi 3-5 bin euro'yu geçmez.
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz
Melih Altınok | İmamoğlu sonunda başardı!