Ortadoğu'nun kalbine bölge ülkeleriyle hasım, Batı'yla dost bir devlet yerleştirme projesini İngiltere başlattı. Parayı da Baron Rothschild gibi "hayırsever" işadamları koydu.
Manda yönetimi adı altında Filistin'e girdiler.
Daha sonradan, liderleri İsrail'e başbakan olacak ve devletin ordusunu oluşturacak Haganah ve Irgun gibi örgütleri kurarak Filistinlileri terörle yıldırdılar.
Ta ki yeni dünya düzenini şekillendirecek 2. Dünya Savaşı'na kadar... Gidişatın kontrolünden çıkacağını gören Birleşik Krallık, kurulacak devlet için tüm dünyadan Yahudi getirme planına sınırlama getirince ipler koptu.
Haganah'ın ve Irgun'un hedefi artık İngiltere'ydi. Yüzlerce İngiliz askeri bu örgütlerin terör eylemlerinde can verdi. Öylesine gözleri dönmüştü ki, bu saldırılarda yüzlerce Yahudi de hayatını kaybetti.
Siyonist kadrolar Londra'dan, yeni dünyanın düzeninde İngiltere'nin koltuğuna oturacak olan ABD'ye taşındılar. Savaşı bitirecek olan atom bombasının mucitlerini de beraberlerinde getirdiler.
Demokratlara da Cumhuriyetçilere de sızdılar. Tabiri caizse, dünyaya hâkim olacak yeni gücün inşasına "topraktan girdiler".
1947 yılında da İngiltere dayanamayarak "Bu iş çığırından çıktı" dedi ve Filistin'den çekildi. Dünya siyasetindeki iddiasını kaybetti ama ölmedi.
Tarihin sonu da gelmedi; geldi diyen Fukuyama bile halt ettiğini kabul etti.
Maskelerin çıkartılıp dostların yüzleşeceği gün yakındır.
Yazın bir kenara, bu kavgada dananın kuyruğunun kopacağı ring de Kıbrıs'ta kurulacak.
Bölgesel hâkimiyetin anahtarı Kıbrıs'ta birbirlerinin sonunu getirecek bir mücadeleye girişecekler.
Evet, İsrail kurulurken Filistinlilere, "Yahudilerin 10 katısınız, size bulaşamazlar, rahat olun" diye itidal telkin eden Filistinliler misali, bizde de "İsrail'in Türkiye ile ne işi olur?" diyen aymazlar var. Bereket, gelmekte olanı görenler de...
***
ÖZGÜR ÖZEL'E BAYKAL OPERASYONU
Tüm dünya savaş pozisyonu almışken, Kıbrıs'ta yeni üsler kurulurken, güney sınırımızda ABD'nin-İsrail'in kara ordusu PKKYPG hareketlenmişken Mersin Belediye Başkanı Vahap Seçer şöyle diyor:
"İkinci yüzyıl vizyonu tank, top, İHA, SİHA, vur kır, öldür, kahramanlık türküleri... Cumhuriyet bunun için kurulmadı. Cumhuriyet medeniyet projesidir. Barış projesidir. Demokrasi projesidir."
İşte, Baykal'ı bir kaset skandalıyla gönderenlerin, CHP'nin başında görmek istedikleri vizyonsuzluk, sığlık budur.
CHP'li bir gazeteciye, Özgür Özel ile bir kadın belediye başkanı arasında yasak ilişki olduğuna dair iftira attırmaktan çekinmemelerinin bir sebebi de bu.
Çünkü Meclis'te "yaklaşan tehditten" bahseden Cumhurbaşkanı'nı ayakta karşılayan ve dün eleştirileri "Bir daha geldiğinde bir daha ayağa kalkacağım, kalkacağız" diyerek cevaplayan Özel yerine kafalarındaki aday belli.
***
RİZE'DE 'KAHROLSUN İSRAİL' DİYENE DAYAK MI ATIYORSUNUZ?
Rize'de Burger King açılışını protesto edip "Kahrolsun İsrail" diyen bağıran bir adama meydan dayağı atmışlar.
Başına gelenleri anlatan adam, "Bir arabaya sığındım, şoförü de benimle dövdüler" diyor.
Benim bildiğim, tanıdığım Rizeliler bu köfteyi yemez.
***
İRAN İSTERSE ŞEHİRLERİ NASIL VURUR?
ABD'ye haber verdikten sonra İsrail'e birkaç füze sallayan İran'ı eleştirmek emperyalizmin ekmeğine yağ sürmekmiş.
Adamların elinden gelen buymuş.
Bölge ülkelerini aciz göstermek sorumsuzlukmuş.
Peki, İran'ın elinden geleni, isterse şehirleri nasıl yerle bir edeceğini, yani gücünü gösterelim o hâlde.
Yandaki fotoğrafı, Akşam yazarı ve Sebep Sonuç'un daimi konuğu Murat Özer paylaşmış. İran'ın vurduğu Humus'tan.
İran'ın saldırdığı İsrail şehirlerine benzemiyor değil mi?
"Ama İsrail'in Demir Kubbe'si var" demeyin. Füze sayısı artınca Demir Kubbe'nin yetersiz kaldığını görmedik mi?
Sizce Mollalar, Müslümanların yaşadığı bu tarihi şehre İsrail'den esirgedikleri roketlerden kaç tane atmışlardır?