Elbette, ilk yazıda yönetmenliğini Bedran Güzel'in yaptığı, "Bayi Toplantısı" mefhumunu hicveden komedi filmini anlatmayacağım. Siyaset gündemi o kadar da kesat değil.
Konumuz, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun bir imza törenine giderken peşine taktığı bir uçak dolusu gazeteciye ısmarladığı Roma gezisi.
Ama Ekrem Bey'in gazeteci kastının performansı da hiç fena değil; Doğu Demirkol'un doğallığını, filmi aratmıyorlar.
Aralarında "tatil havasında" geçen geziye yönelik eleştirileri, "Cebimizden verecek halimiz yoktu ya, böyle bir seyahatin masraflarını karşılamak bizi aşardı" diye savuşturan müthiş komikler var.
Tabii canım, Ekrem Bey'in bayi toplantıları da olmasa nerede bir Roma sabahında Kolezyum çevresinde spor yapma fırsatını bulacaksın ki? E ekonomi malum zaten!



Bu tartışmada sorunu "hanutçuluk" olarak teşhis eden gazeteciler de var ama bence meslektaşlarına haksızlık ediyorlar.
Yukarıda Allah var, 37 kişi oldukları tahmin edilen gazetecilerden bir teki bile yediği-içtiği dışında bu resmi seyahatte gördüğünü anlatmadı. Hanutçu olsalar Ertuğrul Özkök gibi, işimdeyim gücümdeyim ayağına bir iki satır karalarlar, 5 dakikalık bir video çekerlerdi değil mi?
Bu arada dün konuyla ilgili Cumhurbaşkanı'nın eleştirilerine cevap veren İmamoğlu, "Ekonomiyle ilgilensin" diyor ama Erdoğan'ın yaptığı tam olarak bu değil mi?
Devlet daha geçen hafta kamuda tasarruf kampanyası başlattı. CHP Genel Başkanı Özgür Özel de belediyelere tasarruf genelgesi göndererek "Tasarruf nasıl yapılır göstereceğiz" dedi. Akılcı bir muhalefet sergiledi. Zira herkes şatafattan, israftan şikâyetçi.
Bu ortamda bir belediye başkanının lüks seyahatinin konuşulması, tartışılması garip mi Ekrem Bey?
Yoksa mesele zaten tam olarak bu mu?
E, bütçesi hâlâ şeffaf şekilde açıklanmayan bayi toplantısına değmiştir o zaman.

***

KİM DEMİŞ İMAMOĞLU GAZETECİ AYIRIR DİYE!
Faruk Bildirici, "Uçakçı bir gazeteci olarak merak ettiğim bir şey var" başlıklı yazısında "Gelelim merak ettiğim konuya: Ekrem İmamoğlu ile yurtdışı gezisine katılan gazeteciler... Otel parasını kendileri mi ödediler? Yemek parasını kendileri mi ödediler?" diye soran Ahmet Hakan'a şöyle sesleniyordu:



"Sanırım Ahmet Hakan, Hürriyet Gazetesi'nin genel yayın yönetmeni olduğunun farkında değil. Çünkü İmamoğlu'nun davetli götürdüğü gazetecilerden biri de Hürriyet spor yazarı İsmail Er!"
Haklı. Ama bence Ahmet, muhabirine asıl neden gezinin haberini yapmadığını sormalı.
Zira CHP medyasından siyaset yazarlarını davet eden Ekrem Bey, ayrımcılık yapmıyorum demek için hükümete yakın medyadan spor yazarlarını çağırmış olsa da kararı isabetli. Çünkü Roma'ya gitmesinin sebebi "27. Avrupa oyunları" tam olarak spor yazarlarının alanı.
Murat Ongun bu kez yanlışlıkla doğru yapmış gibi görünüyor.

***

ATATÜRK'E ŞİRK KOŞMAK
Atatürk makyajı yaparak sosyal medyada yayın açan bir adamcağız var.
Her taraftan Serdar Görel isimli bu yayıncıyı dövüyorlar.



Dün de Enver Aysever, Youtube yayınında "Atatürk'e benzeyen adam diye yutturulan ve bir grup geri zekâlı Atatürkçü tarafından finanse edilen herif gemi azıya aldı. Türkiye'de Atatürkçü diye geçinenlerin ne rezil hâle düştüğünü görün. Bu herifin Atatürk ile ne alakası var. Utanmaz herif. Allah kahretsin" diye adamı paylıyordu.
Atatürk taklidi yapmak, ayıp mı, günah mı, suç mu anlamadım?
Ayrıca adam başarılı ki bir yayında binlerce Atatürkçüden milyonlar topluyor. Çiçekler, kalpler havada uçuşuyor.
Pazar daralıyor diye mi panik hâlindesiniz?

***

YOKLUKTAN DEĞİL LAZIM OLUR DİYE
İran Cumhurbaşkanı Reisi'ye mezar olan helikopteri görüyor musunuz?
78 model bir hurda.
Mollalardan olmayan eski cumhurbaşkanları Ahmedinejad'ın kaza geçirdiği helikopterin de bu ya da bir benzeri olduğu iddia ediliyor.



Dün Reisi ile birlikte hayatını kaybedenlerin tabutlarını TIR kasasında üst üste yığarak dolaştıran rejim "yokluktan" diye ağıt yaksa da hepimiz gerçeği biliyoruz.
İran daha geçtiğimiz günlerde Rusya'dan cillop gibi helikopterler aldı. Bu helikopterleri de lazım olur diye envanterlerinde tutuyorlar işte.
Reisi helikoptere binerken nereye gittiğini bilmemesi mümkün mü?