İki gündür Sabah'ın manşeti konuşuluyor.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, gazetemizin yazarlarından Yavuz Donat'a verdiği röportajda şunları söylüyor:
"Makama saygıdan asla taviz yok. Bayram günü Sayın Cumhurbaşkanı'nı arayacağım. Bayramını tebrik edeceğim."
Sağdan soldan yorumcular, bu sözlerin CHP'de radikal bir dönüşüme işaret ettiği konusunda hemfikir. Özel'in seçim başarısını 2028'e taşımak için "eskinin hatalarını" tekrar etmemeye kararlı olduğunu, hatta AK Parti'yi taklit edeceğini söylüyorlar.
İktidarı isteyen bir partinin, rakibinin tabanına yönelmesi elbette mantıklı olan. Ne var ki Özel ne kadar dayanabilir bilmiyorum.
Zira yerel seçimlerde partisinin ulaştığı yüzde 38 oy bir ittifaka ait. Daha seçim akşamından itibaren de DEM'in yöneticileri çıkıp CHP'ye emanet oylarını hatırlattılar zaten.
Birkaç ay önce partiyi Kemal Kılıçdaroğlu'nun helalleşme çizgisini terk edip sola yaklaştıracağını söyleyerek genel başkan olan Özel, son kararında ısrar etse bile ortaklarını kontrol etmesi çok ama çok zor.
Bu arada dün Yavuz Abi'yi, herkesin konuştuğu röportajın ayrıntılarını dinlemek için aradım. Özel'e havaalanında denk gelince hemen kurmuş stüdyoyu. Ses kaydını açıp fotoğraf işini de Özel'in kızına havale etmiş. Seçim sonrası herkesin peşinde olduğu Özel'i yakalayıp hepimize haber atlatmış.
***
TÜRKİYE'NİN İLK ADIMI DEĞİL SON ADIMI
Seçimlerin hemen ardından yapılan AK Parti MYK sonrası basına, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın toplantıda Gazze'ye bir başlık açtığı ve şu değerlendirmeyi yaptığı bilgisi verildi:
"Gazze krizi gibi elimizden gelen her şeyi yaptığımız ve bedel ödediğimiz bir meselede dahi siyasi saldırıları savuşturmayı, kimi çevreleri ikna etmeyi maalesef başaramadık. Bunlarla ilgili değerlendirmelerimizi de artısı eksisiyle mutlaka yapacağız."
Çok haklı. Dünyada Filistin davasının en güçlü destekçisi olarak bilineceksiniz. Bunun için siyasi bedeller ödeyeceksiniz. Ancak ülkenizde eleştirildiğiniz konuların başında Filistin politikası gelecek. Sokak protestolarında İsrail'den önce Türkiye suçlu ilan edilecek. Hakikaten olacak iş değil.
Hafta başında Dışişleri Bakanı Hakan Fidan bu konuda bir adım attı. "İsrail'e yönelik bir dizi yeni tedbir almayı kararlaştırdık. Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından onaylanan bu tedbirler gecikmeksizin adım adım hayata geçirilecektir. Bu durum ilgili kurumlarımız tarafından kamuoyumuzla paylaşılacaktır" dedi.
Fidan'ın ardından da Ticaret Bakanlığı, demirçelik ve inşaat malzemeleri başta olmak üzere İsrail'e 54 ürünün ihracına sınırlama getirdiklerini açıkladı. Açıklamada "İsrail derhal ateşkes ilan edene kadar kısıtlamalar yürürlükte kalacaktır" denildi.
Ne var ki bu kez de iktidarı Gazze üzerinden sıkışt-ı ran çevreler, "Haklıymışız işte, İsrail'le ticaret devam ediyormuş" demeye başladılar. Gelişmeyi, sanki Türkiye bugüne kadar Filistin için hiçbir şey yapmamış da ancak 6 ay sonra bu adımı atabilmiş gibi lanse ettiler.
Geç kalan bir hamle ve açıklama olduğu kesin.
***
KEMAL BEY DÖKTÜRMÜŞ
CHP'nin eski Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Tarih onu affetmeyecek" diyen Uğur Dündar'a dün şöyle seslendi:
"80 darbesinin 'bizim Uğur Dündar'ı... 'Gün geçmiyor ki' cümlesiyle başladığı her haber programında, fonda gerilim müzikleriyle süslediği ve toplumun inanç noktalarına temas ederek 28 Şubat sürecinin alt yapısında emeği olan, iş başörtü sorununa geldiğinde; 'İnadına mini etek, inadına dekolte' sloganlarına katkı sunan Uğur Dündar...
Sağlık skandalı haberi adı altında 'Tesettür Faciası' başlığıyla, toplumdaki kutuplaşmanın her daim ekmeğini yiyen, fildişi kulelerinin tepesindeki konforlu alanını inşa edebilmek için büyük 'fedakârlıklar' yapan, andıçların Uğur Dündar'ı... Sizin çarkınız yine şanlı şanlı döner Uğur Bey."
Şairane bir üslup.
***
İSTANBUL BAYRAMDA BAŞKA GÜZEL
Ege'deki tatil beldeleri dolup taşıyor.
Seçim stresi de bitti, insanlar koşa koşa kıyılara aktılar.
Boşalan İstanbul ise en güzel günlerini yaşıyor. Hava mis gibi, trafik kâbusu bitti. Park yeri bile bulabiliyorsunuz. Lokantalarda, kafelerde kuyruk yok.
İyi bayramlar.