Bir Youtube programında Yahudiler hakkında nefret söylemini aşan hikâyeler anlatılıyor... Popüler bir cinayet davasındaki cani ve ailesi "insan kurban eden Yahudiler" diye tarif ediliyor.
Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de yükselen popülizmin, yabancı düşmanlığının tehlikeli bir noktaya evrildiğini düşünen bir gazeteci olarak itiraz ediyorum.
Faşistler sosyal medyada "Yahudi misin, sana ne?" diye soruyorlar. "Karen Valansi bunu beğendi" diye ironi yapan da var.
Arkadaşlar, Yahudi olsam sizce milyonlarca gence Google'da "Yahudiler insan kurban ediyor mu?" diye arattıran bu yayına tepki gösterir miydim?
Bakın, ekşi çöplük isimli sitede yayınla senkronize şekilde başlatılan antisemitizm seansına falan Yahudi cemaatinden, kanaat önderlerinden, gazetecilerinden herhangi bir tepki geldi mi ki?
***
'KEMAL BEY ADAMI ÇİĞ ÇİĞ YER' DEDİM İNANMADINIZ
Seçimlerden beri neden CHP yazısı yazmadığımı soranlar var.
Aslında yazıyorum arada. Hatta son olarak "Kemal Bey bunları çiğ çiğ yer" demiştim.
Bakın öyle de oldu, uzatmaya gerek yokmuş.
İmamoğlu dün, "Adayım demedim, yola çıkıyorum dedim" şeklinde bir tekerlemeyle havlu attı.
"Yönetim değişmedikçe tekrar kazanamayız" dediği İstanbul'u "savunmaya" karar vermiş.
"Güvenli limana çekeyim" diyen kaptan Kemal Bey'in gemisini farelerden bile önce terk eden ve İmamoğlu'nun kavalına kapılıp kayığına binen gazetecilerin, medya patronlarının hâli ne olacak?
İmamoğlu sinyal vermeden gemiye geri sıçrayıverdi. Genel Başkan'a etmedikleri hakaret kalmayanlarsa kayıkta dımdızlak kalakaldılar.
En hafifi "şerefsiz" olmak üzere edilen küfürleri, Kemal Bey unutsa Eren Erdem unutturmaz.
Neyse... Dua etsinler de İmamoğlu, HDP'li ve İyi Partili seçmeni tekrar bir araya getirip belediye başkanlığını kazansın.
Üç beş yollarını bulurlar belki İBB'den.
***
ADALET BAKANI YILMAZ TUNÇ'A SORDUM
Cem Garipoğlu'nun mezarının açılması tartışmalarına son noktayı koyması için yeni Adalet Bakanı Yılmaz Tunç'u aradım.
Bakan, Cem Garipoğlu'nun cezaevindeki ölümü üzerine Silivri Cumhuriyet Savcılığı tarafından 2014'te soruşturma başlatıldığını, ölü muayenesi ve otopsi işlemlerinin uluslararası protokollere uygun şekilde yapıldığını söyledi.
2022 yılında Münevver Karabulut'un babası tarafından yapılan başvuruda da işlem yapılması için herhangi bir delil ortaya konulamadığı için takipsizlik kararı verildiğini anlattı.
Kamera görüntüleri, DNA testi gibi pek çok prosedür sonucunda ölen kişinin kimliğine dair herhangi bir şüphe olmadığını belirten Tunç, "Şu an için söz konusu mezarın açılması gibi bir durum hukuken söz konusu değil" dedi.
***
NEDEN 10 BİN DEĞİL DE 7 BİN ÜMİT BEY?
Atatürk'ün yaptığı en önemli işlerden birinin, yüzyılın başında Fransızlara kaptırdığımız Hatay'da ısrar etmek olduğunu bugünlerde daha iyi anlıyoruz.
Ancak Ümit Özdağ'ın Hatay'dan "7000 yıllık Türk yurdu" diye bahsetmesini pek anlayamıyoruz.
Öyle ya, niçin 10 bin demiyor mesela?
Kendisini tutan ne?
Tarih mi?
İyi de aynı tarih 7 bin yıl için de "hikâye" diyor?
Ümit Bey'in oyuna talip olduğu yabancı düşmanlığından aklını kaybetmiş kitle için böyle ayrıntıların bir önemi yok.
Bu yüzden ne dese az aslında.
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz