KONDA'dan Bekir Ağırdır, 14 Mayıs seçimlerine dair araştırmasında Kılıçdaroğlu'nu 49.3'le galip, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı da 43.7'yle mağlup gösterince standart dışı sapmaya kurban eleştirilerine maruz kalmıştı.
Hak etmişti de...
Çünkü Hakan Bayrakçı (Sonar) ve Hilmi Daşdemir (Optimar) gibi rakiplerinin sonuçlarla nerdeyse bire bir örtüşen araştırmalarının yanında Ağırdır'ın kırdığı "tersten yanılma oranı rekoru" öyle kolay izah edilecek bir durum değildi.
Ben de kendisine elini korkak alıştırmamasını, ikinci tur için Kılıçdaroğlu'na karşı daha bonkör davranmasını tavsiye etmiştim.
Aşk olsun ki tam tersini yapmış. Bu kez Erdoğan'a 47, Kılıçdaroğlu'na ise 42.2 puan vermiş.
Artık ne değiştiyse...
Aranızda, uzman konuklarıyla "Ya ikinci turda hiçbir aday yüzde 50'yi geçemezse" sorusuna cevap arayan Ahmet Hakan gibi kaygılananlar varsa merak etmesin. KONDA matematik bilen "saygın" bir kuruluş. İki adaydan birinin ister istemez yüzde 50'yi geçeceği ikinci turun üçe sarkmasına müsaade edecek değiller ya!
Zaten son anketlerinde yüzde 8.2 ölçtüğü kararsızları dağıtınca Erdoğan yüzde 52.7'ye, Kılıçdaroğlu ise 47.3'e çıkıyor.
Makul yani...
Anlaşılan Bekir Hoca ilk turdaki gibi bir kazaya karşı tedbirini almış. İlk anketindeki standart dışı sapma civarında bir kararsız seçmeni de "ne olur ne olmaz" diyerek şerh olarak düşmüş.
Zira danıştığım tüm profesyonel kamuoyu araştırmacıları, seçime birkaç gün kala "kararsız" açıklamanın en hafif tabirle kaçak dövüşmek olduğunu söylüyorlar.
Bu arada ben bugüne kadar hiç kararsız denilen o seçmeni gördüğümü hatırlamıyorum. En fazla kararını söylemek istemeyen olmuştur.
E zaten bu anketlerin işi de çapraz doğrulama yöntemleriyle vs. kararsız seçmenin son tahlildeki eğilimini ölçmek değil mi?
***
KUZGUNCUK'TA İYİ Kİ POLİS VARMIŞ!
K uzguncuk'ta Asude isimli mekânı işlettiği belirlenen bir faşistin, karşı kafede oturan kadınları küfürler, hakaretler eşliğinde kovduğu görüntüler sinir bozucu.
Evet, tabii ki kadınlar muhafazakâr. Zaten öyle olmasalar zaten şu an kadın dernekleri, feministler, CHP falan ortalığı ayağa kaldırıyor olurlardı.
Geçen hafta "Fikri iktidarda kendisi azınlıkta" diyerek tarif ettiğim durumun somut bir örneği size.
Peki, izlediğimiz görüntülerde olay mahallinde üzerinde polis üniforması olduğu hâlde olan biteni elleri cebinde öylece izleyen şahıs hiç dikkatinizi çekmiyor mu?
Gözlerinin önünde işlenen nefret suçuna, tacize kayıtsızlığına bakılırsa polis üniformasını bir yerlerden bulup üzerine geçirmiş olmalı. Sahne aldığı piyesten henüz çıkmış ve "Kostümümü evde değiştiririm" diye düşünmüş bir oyuncu falan da olabilir?
Ama yine de iyi ki oradaymış. Şaka maka ya olmasaydı, Allah korusun değil mi?
***
KILIÇDAROĞLU, SIRRI BEY'E DERİN DALMIŞ
Kılıçdaroğlu, oy vereni HDP Ağrı Milletvekili Sırrı Sakık'a "derin" demiş.
Sakık'ın cevabı, "HDP'lilere katil, PKK'lı" diyen Ümit Özdağ'la saf tutmak zorunda olmayı "ya sabır" çekerek sindirmeye çalışan Hasip Kaplan'a göre epeyce cılız
Özetle "Hele önce sizi bir seçtirelim de" diyor, "sonra etrafınızdaki derinleri konuşuruz".
Boksör olarak hatırladığım Sırrı Bey, eskiden lafını esirgemeyen biriydi. Ama anlaşılan Kılıçdaroğlu'nun cumhurbaşkanlığının getireceği nimetlerin yanında, karaciğere bir yumruğun lafı olmaz diyor.
Kemal Bey de boşluğu yakalamış. Biliyor ki ne derse desin, kime hayali iktidarından pay verirse versin, tıpış tıpış gelip oy vereceklerini...
Kaçırır mı? Yüklendikçe yükleniyor.
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz