Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, AK Parti "hareketinin" rakipsiz lideri olmasında ne var ki? Sonuçta girdiği her seçimden birinci çıkan bir siyasetçi. Adı, partisinin önünde.
Zor olan Kılıçdaroğlu'nun başardığı! Hiç seçim kazanmadan dahası yerine talip olduğu rakibinin karşısına bir kez bile doğrudan çıkmadan ana muhalefet koltuğunu koruması.
İnanmıyorsanız siz söyleyin, kolay iş mi parti örgütüyle alakası bile olmayan, sesi soluğu işitilmemiş bir ismin siyasetin kurtlarının elindeki CHP'yi bir gecede ele geçirivermesi... Delege ve örgütteki tasfiyeler sayesinde kurduğu hâkimiyetle partinin son Milli Şef'i olması... "Bu dönem kurultay yapmıyoruz" dediğinde "pardon" diye itiraz eden tek bir kişinin çıkmayacağı bir CHP yaratması...
House Of Cards dizisinin senaristleri gelsin de siyasi komplo nasıl olur görsünler.

***

Erdoğan'ın yirmi yıldır sandıkla iktidarda kalarak şimdiden siyaset tarihine geçen başarısının sırrı belli. Oy onayıyla meşruiyetini sağlamanın ustası olmuş sivil bir siyasetçi. Bugüne kadar dört seçmenden üçünü ikna etmeyi başarmış bir fenomenden bahsediyoruz.
Kılıçdaroğlu ise kaybetmesine rağmen pozisyonunu muhafaza edebilmesini bürokrat olmasına borçlu.



Evet, Kemal Bey'in geniş halk kitleleriyle iletişimi kötü. Umut veremiyor, inandıramıyor, bu yüzden de Baykal'dan yüzde 25 bandında aldığı CHP'yi aynı bantta tutuyor. Ne var ki o da bürokrat refleksi sayesinde genel merkezde kimin kendisine tehdit olduğunu, gözü yükseklerdeki yılanların başının ne zaman ezilmesi gerektiğini görüyor.
Örnekleri sıralamaya lüzum yok. Sadece Kılıçdaroğlu'nun, Muharrem İnce'yi akrabaları dahil tasfiye etmek için cumhurbaşkanı adayı göstermesini bile hatırlasak kâfi.

***

Ancak her hikâyenin bir sonu var.
Bürokratik ayak oyunlarıyla siyasette tutunmanın da bir sınırı var.
Kemal Bey'in Erdoğan'ın karşısına çıkmaktan başka şansı yok. O da "Adayım" diyor zaten.
Ne var ki bu kez, ana muhalefet koltuğuna göz dikmiş üçüncü partinin genel başkanı ile ittifak yapacak kadar hırslı İmamoğlu gibi bir iç rakibi de var.
Ve ele avuca gelmeyen... Üzerine hiçbir şey yapışmayan... Muharrem İnce gibi genel başkanına kızınca kameraların karşısına geçmek yerine cumayı kılmaya Kastamonu'ya giden İmamoğlu, tam gaz cumhurbaşkanlığı kampanyasına devam ediyor.
Kemal Bey'in bu zor günlerde birinci sorununun Erdoğan'dan ziyade İmamoğlu olduğu kesin. Neticede tercihiyle Türk siyasetinin 14 Mayıs'ta 2023'te başlayacak yeni sezonunda rol alıp almayacağını belirleyecek.