Üç aylığı toplam 1000 TL tutarındaki elektrik faturalarını ödemediği için geçen geceyi eşiyle birlikte kandil ışığında geçiren Kemal Kılıçdaroğlu, "Bu bir sivil itaatsizlik değil" diye ısrarla vurguluyor...
İnanın hiç gereği yok, aklımıza bile gelmemişti zaten.
Zira Gandi'nin meşhur ettiği eylem tarzında hedef bellidir... Protesto edilen otoriteyi çıplak bırakıp aciz göstermek ve sonunda geri adım attırmak.
Kemal Bey'in eyleminde ise ortaya çıkan yegâne acizlik kendisine ait.
Baksanıza, makul bir süre sonra (bir hafta) cezalarıyla birlikte faturalarını ödeyip direnişine son verecekmiş.
Peki ya eyleminin ilk gecesinde, Bahçeli'nin "lazım olur" diye öngörüde bulunarak gönderdiği kandillerle aydınlanmasına ne buyrulur?
ılıçdaroğlu'nun, "Üzülmeyin, bizim evden elektrik çekelim size" diyen komşularına yaşattığı mahcubiyeti düşünün ya da...
Meral Akşener bile izahı olmadığı için mizahı yapılan bu durumu espriye vurmak zorunda kalmadı mı?
Akşener'in aşağıdaki "Gelin bu anlamsız işi unutalım" yorumu yenilir yutulur cinsten mi:
"Bu işte tabii Selvi Hanım'ın durumu zor. Sayın Kılıçdaroğlu hem sözünü yere düşürmemiş olur, müsaade ederse ben ödeyebilirim hanenin elektrik borcunu, o da Selvi Hanım için."
Hepsini geçelim...
Elektrik faturalarını ödemekte zorlanan dar gelirlilerin gerçek sorunlarını, taraftarlarınızın bile ciddiye alamadığı böyle B sınıfı siyasi şovlarla sulandırmak nasıl bir sorumsuzluktur?
Göremiyor musunuz Kemal Bey?
***
KILIÇDAROĞLU HİÇ Mİ BİR ŞEY YAPMASIN KARDEŞİM?
Sizce, bir muhalefet lideri olarak Kemal Kılıçdaroğlu elektrik faturalarındaki artış sorununu karikatürize etmeden nasıl gündeme getirebilirdi?
Zira çoğunluğu esnaf olmak üzere, kış aylarında gelen yüksek elektrik faturalarını ödemekte zorlanan insanlar olduğunu biliyoruz.
Bütün dünya enerji fiyatlarının tavan yaptığı bu zor süreçten geçerken, iktidarlar vatandaşın kullandığı elektriğe, gaza sübvansiyon uygularken muhalefet de derde deva olmaya çalışamaz mıydı mesela?
Partisi ulusal bir dayanışma kampanyası yapsaydı, biz vatandaşlar da katılsaydık. Elektrik faturasını ödemekte zorlananlara destek olsaydık...
"Türkiye ekonomisinin yüzde altmışını oluşturan belediyeler bizde" diye övünmüyor musunuz?
Görüşemeyeceğinizi bile bile bürokratlardan randevu isteyecek kadar ısrarcı olduğunuzu da biliyoruz. Vatandaşın elektriğini kesen enerji holdinglerinin patronları sizi kapıdan çevirecek değillerdi ya.
Belki vatandaşın borucunu ödemesi için vadeli bir ödeme planına ikna ederdiniz onları. TÜSİAD da arkanızda.
Yağmasanız da gürlerdiniz.
Hiç olmazsa samimi görünürdünüz.
Bilemiyorum...
Veya belki de en iyisi, pek çok CHP'linin dediği gibi, Kemal Bey'in "muhalefet adına" hiçbir şey yapmamasıdır.
***
AZ MI GELDİ?
Enerji Bakanı, "Bugün itibarıyla tüm abone gruplarında elektriği kesik abone sayısı 278 bindir, bu da toplam abone içinde yüzde 0.6'dır" dedi.
278 bin abone de çok...
Ama belli ki Kemal Bey'e az gelmiş.
Ben demiyorum o söylüyor.
Türbeye çevirdiği evinden yaptığı açıklamada, "Türkiye'de faturası kesilen 4 milyon hane var" demedi mi?
Koca Genel Başkan'ın, protesto ettiği konuyla ilgili bu asgari bilgiye sahip olmadığını düşünmüyorsunuz sanırım.
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz