Meral Akşener'in 2023 adayı Ekrem İmamoğlu... Mansur Yavaş'ın, liderliğine oynadığı solun sağı pozisyonuna tehdit olacağını bildiği için İmamoğlu'nun yüzünde Rabbi Yessir görüyor...
İttifak masasına örtü altından katılan HDP'nin Eş Milli Şefi Selahattin Demirtaş da kendisi aday olmazsa İmamoğlu'nu destekleyeceklerini açıklıyor...
"Serok Ahmet"in ve ODTÜ'de konuşmasına bile tahammül edemeyenlere şirin görünmeye çalışan Babacan'ın da İmamoğlu'na bir itirazı olamaz. Altılı masada Erbakan'ın ruhunu çağırma seansları yapan Karamollaoğlu'nun da...
"Türkiye'nin Batı rotasına girmesi için İmamoğlu kartının oynanması gerektiğini" ve kendisiyle görüştüklerini açık açık duyuran ABD Kongre üyesi Keating'e bakılırsa da okyanus ötesi tercihini yapmış.
İmamoğlu'nun 2023'te aday olması halinde cumhurbaşkanlığını kazanmasa bile CHP'yi elinden alacağını bilen Kılıçdaroğlu nereye kadar direnir, bilmiyorum...
Ama İmamoğlu'nun önündeki tek engel, "Aday olursan İstanbul'u AK Parti'ye teslim ederiz" diyerek önünü kesen Genel Başkan'ı değil...
"İstemeden" İmamoğlu'nu "olağan cumhurbaşkanı adayı" pozisyonundan minder dışına iten Mansur Yavaş, saman altından hedefine ilerliyor.
Siz bakmayın, seçimlere girdiğini gözümüzle görmesek "Siyasetin içinde bir kişi değilim" çıkışına inanacağımız Yavaş'ın "İstemem ki" diyerek adaylık iddialarını reddetmesine...
Yavaş, kendisine Ankara yerel seçimlerinde iki kez "dışarıdan" adaylık getiren stratejisine devam ediyor.
Geçtiğimiz gün verdiği bir röportajda "Aday değilim" dedikten sonra "ama anketlerde kendisine desteğin çok yüksek olduğunu" hatırlatması boşuna değil...
Yavaş, hırssız, kavga etmeyecek, görev "tevdi edilirse" reddetmeyecek, işinde gücünde yönetici imajı çiziyor.
Bu aynı zamanda, her renge boyanıp renk vermeyen karakterine uygun bir rol olduğu için de son derece başarılı.
Yavaş'ın, bir iki ay önce Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Ukrayna'ya uçmak için geldiği Ankara Esenboğa'daki Büyük Şeref Salonu'nda aradan sıyrılma kabiliyetine bizzat da şahit oldum.
Temasları izleyen gazeteciler olarak, Yavaş'ın, Cumhurbaşkanı'yla el sıkışmak, göz göze gelmek için Şeref Salonu'nun kapısında bekleyen AK Parti kalabalığını nasıl ustalıkla aşıp protokoldeki yerini aldığını hayretle izledik.
Benden söylemesi...
Herkes İmamoğlu'nun ön sıralarda olduğunu söylerken bir bakarsınız Mansur Bey sıyrılıp oy pusulasına adını yazdırıvermiş.
***
MEĞERSİ...
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum aynı saatte yayında olduğu için Sebep Sonuç'u izleyemedi.
Programın kayıtlarına bir göz atmasını tavsiye ederim.
Zira ekonomist Yusuf Dinç, programda mevcut mortgage sisteminin konut fiyatlarını nasıl 10 katına çıkardığını anlaşılır şekilde izah etti.
Dinç'in çözüm önerisi, "Konut fiyatlarındaki 3-4 kat artışların nedeni hammadde girdileri; yoksa son 3-4 yıldır konutlarda bir artış söz konusu değil" diyen Sayın Bakan'a bir perspektif sunabilir.
***
Bİ BİTMEDİNİZ!
Bir sutyen markasının reklam afişinde gömlekli manken kullanması ve ürünü ucundan gösterip "İçimde Suwen var" sloganını kullanması olay oldu.
"Zavallı ülkem ne hale geldi, kadın bedeni sansürleniyor, İran olduk" diye ortalığa fırladılar.
Yalnızca troller ve ağlaşmayı, yakınmayı, arabeski küçük yaşta öğrenen Z kuşağı değil, aralarında Atatürk portreleriyle laiklik uyarıları yapan koca koca adamlar ve kadınlar da vardı.
Dün sutyen firmasının reklamcıları medyaya konuşmuşlar...
Özetle diyor ki, "İyi bir reklam stratejisiydi, tuttu!"
Tutmaz mı?
Aleyna Tilki'nin klibinde motosiklet üstünde giderken mini eteğini çıkardığı bir ülkeye "Şeriat gelecek" diye korkutulmuş bu hipnotize kitleye ne verseniz yer.