Sağlık Bakanı Fahrettin Koca geçtiğimiz gün Giresun'da pandemiyle ilgili şunları söyledi:
"... Grip olan vatandaşlarımızın sayısını günlük olarak ilan etsek benzer manzaralarla karşılaşacağız. Gripten kaybettiğimiz vatandaşlarımızın sayısını günlük olarak açıklasak salgından farklı olmadığını göreceğiz. Müsterih olunuz, en kötü günler geride kaldı."
Şükür...
Zira korona çıkınca bir anda ortadan kaybolmuştu grip. Adı sanı duyulmaz olmuştu.
Oysa pandemiden önce her yıl korona kadar can alıyordu.
Hatırlıyor olmalısınız... "Yahu nerede bu bizim grip" diye sorduğumuzda da çok kızıyorlardı.
Hatta, Bakan'ın Giresun'da söylediklerini 2020'de yine bu köşede yazdığım için ne "aşı karşıtlığım" kaldı ne de "fitneciliğim..."
Uzun bir alıntılama olacak ama tam yeridir:
"DSÖ'nün rakamlarına göre 2019'da sadece gripten ölenlerin sayısı 650 bin kişi! Geçen yıl Türkiye'de ölen 436 bin kişinin yüzde 12.9'u da grip ve benzeri solunum sistemi hastalıkları yüzünden hayatını kaybetti. Yaklaşık 57 bin kişi. Yani günde 156 kişi!
Sizce bu senenin istatistiklerinde gripten ölenlerin sayısı kaç olacak? Sıfır mı?
Peki ya, izolasyon tedbirleri yüzünden gıda ve sağlık hizmetlerine ulaşımı engellenen kaç çocuk ölecek bu yıl dünyada? Çocuk ölümleri, korona yüzünden öldüğü kayıtlara geçenleri katlayacak mı dersiniz?
Var mısınız, saat başı ekranlardan ilan edilen korona istatistikleri gibi bu ölümleri de her gün canlı canlı yayınlayalım."
Ne diyelim, olan oldu...
Her kış kapımızı farklı bir mutasyonla çalan virüsle ilk kez karşılaşıyormuş gibi korktuk, korkutulduk...
Ve panikle getirilen işlevsiz tedbirlerle, şimdi yanlış olduğu ortaya çıkan tedavi protokolleriyle salgını pandemiye çevirdik.
Ama zararın neresinden dönülse kardır.
Geç de olsa, olması gerektiği gibi korku yerine umut vermeye başlayan Sağlık Bakanı'nı tebrik ediyorum.
***
KEMAL BEYİN BİR KOLTUĞUNDA İKİ KARPUZ
İYİ Parti'li Yavuz Ağıralioğlu HDP'nin "Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi dolayısıyla bana muhtaçsınız şımarıklığı içinde olduğunu" söylüyor...
Diyarbakır'a gideceğim diyen Kılıçdaroğlu'na "Biz olmasak mesela CHP ne kadar oy alabiliyor Cumhur İttifakı'ndan? 20 yıllık AK Parti galibiyet serisi bizimle bozuldu" diyor.
İstanbul'u da Ankara'yı da HDP sayesinde alan Kemal Bey şimdi ne yapsın?
Diyarbakır dönüşü Meral Hanımı da çağırıp Erciyes Dağı'na çıksın, Tekir Yaylası'nda otağı mı kursun?
***
METROSEKSÜEL FAŞİST
Biliyorsunuz, Kanada'nın çok hassas bir Başbakanı var... Justin Trudeau.
"Cinsiyet" desen "o ne ki" diyecek el kadar bebelere "tercih hakkı" tanınması gibi, doğmamış taleplere bile don biçmesiyle meşhur.
Ne var ki sürekli gülerken ve takım elbiselerinin altına seçtiği çoraplarıyla "şirin mesajlar" veren "Başbakanımızın" içinden pandemide, Elon Musk'ın dediği gibi adeta bir "tiran" fırladı.
Ülkedeki faşizan izolasyon tedbirlerinden dolayı işlerinden olan TIR şoförlerinin günlerdir süren protestolarına "tırıvırı" diyor.
Ama 50 bin tırdan oluşan 100 kilometrelik protesto kuyruğa "bir avuç kendini bilmez" dediği halde karantina bahanesiyle, soluğu bilinmeyen bir yerde almayı da ihmal etmiyor.
Son olarak da ülkede aşağıdaki "hal ve davranışları" yasa dışı ilan etti:
- Bir kamyon konvoyunu finanse etmek, organize etmek, yardım etmek veya katılmak.
- Bir kamyon konvoyunu desteklemek için yol kenarında durmak. Ceza: $10.000
Trudeau'yu "liberal" diye seçen Kanadalılara geçmiş olsun.
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz