FETÖ'nün 17-25 Aralık kumpasını yeniden ısıtıyorlar...
Operasyonu yürüten hâkimlerin, savcıların ve polislerin alayı FETÖ'cü olsa da soruşturma yeniden açılmalıymış.
İlginçtir aralarında, Ergenekon ve Balyoz davalarında heyette bugün FETÖ'den tutuklu hâkimlerin olduğunu söyleyip suçsuz olduklarını iddia eden Kemalistler bile var.
2023 için gözünü karartanların koalisyonunda daha kimlerin olabileceğini varın siz hesap edin.
Ancak hedef büyük olunca, ganimetten pay isteyen de artıyor haliyle...
Ali Babacan'ın, muhalefet cephesinde hayal kırıklığı yaratan 17-25 Aralık çıkışı bu çerçevede okunabilir.
Zira Babacan aynen şunları söyledi:
"Bir kişinin gözaltına alınması için 17 defa rüşvet almasını beklemezsiniz. Hepsini paket ediyorsun, eşzamanlı memleketin gündemine düşürüyorsun ve bunu da yerel seçimlerden üç ay önce yapıyorsun. Bu, kesin bir darbe teşebbüsü. FETÖ terör örgütünün bir kumpası."
Sözcü gibi muhalefet yandaşı basın bu sözlerin üstünü örtmeye çalışıyor... CHP, İYİ Parti ve diğer muhalefet partileri ise olası müttefiklerini küstürmemek için sitemle yetiniyor.
Ancak tescilli FETÖ'cüler, açıklamaları üzerine Babacan'a vurmaktan çekinmiyorlar.
FETÖ firarisi Asım Yıldırım bakın Babacan'a ne diyor:
"Eğer bunu gerçekten Ali Babacan söylediyse ya ahmaktır ya da kendisine, bir zamanlar kurdukları sauna tuzağını hatırlatmışlardır."
Kaset, montaj bunların alanı. Ne diyor bilmiyoruz...
Fakat anlaşılan o ki Babacan'a 17-25 Aralık süreciyle ilgili doğru söyletip kampanyayı bozduracak bir yamuk yapılmış Millet İttifakı'nda.
Gül'ün bile ismi geçerken, Cumhurbaşkanlığı adayları arasında adının özenle anılmaması olabilir mesela...
O da hakkaniyetli bir çıkışla kendini hatırlatıp, kilit benim demek istemiş olabilir.
***
FİLENİN EFELERİ DAHA NE YAPSIN?
"Filenin Sultanları'nın adını herkes biliyor, hepsi birer star. Ama Filenin Efeleri'nden birinin ismini dahi bilmiyoruz. Bu adamların başı kel mi?" diye sormuştum.
Erkek Milli Voleybol Takımı'mız geçen gece Rusya gibi ciddi bir rakibi devirdi.
Dün tepkilere baktım, halkımız yine oralı değildi.
Hatta akşam Kadın Voleybol Takımı'mızın Sırbistan mağlubiyetini tebrik ettikleri kadar bile kutlayan yoktu Filenin Efeleri'nin galibiyetini.
Var bu işte bir iş ama...
***
İNSANIN BU ÜLKEDE RECEP İVEDİK OLASI GELİYOR
Pandeminin başından beri bu köşede medyada dile getirilmeyen ve bu yüzden tepki alan soruları yazıyorum.
Ama hiçbirine cevap alabilmiş değilim.
Bazı yanıtlar zamanla kendiliğinden ortaya çıkıyor.
Vakit geçtikçe görüyorum ki, şüphelerini aktardığım uzmanlar haklıymış...
İnsanları hasta eden, hastalıktan korumak için eve kapatıp hareketsiz bırakmakmış...
Günlük 16 doz antiviral hap da zararlıymış mesela... "Bunlar ne?" diye soranı bozguncu ilan ettikleri o hapları sessiz sedasız tedavi protokolünden çıkardılar.
Artık her hastaneye başvuranı da entübe etmiyorlar...
Hangi birini sayalım...
Durum değişecek gibi de durmuyor....
Şimdi de "Yoğun bakımda hep aşısızlar var diyorsunuz, ama son dozunu olmamışı da aşısız saydığınızı açıklamıyorsunuz" diye soruyoruz, yine kulaklarının üzerine yatıyorlar.
Cevap yerine, "Çiçek ve çocuk felci aşısı yaptırdınız, korkmayın şimdi bir şey olmayacak, çip takmıyoruz" diye dalga geçiyorlar.
Belli karşılarında kahvehanede bile mRNA aşıları ile inaktif (ölü) aşı arasındaki farkları konuşan bir halk olduğunun farkında değiller...
Acaba diyorum, Recep İvedik'ten, Ezgi Mola'dan ya da o tayfadan birinden halkın kafasındaki soruları ilgililere iletmelerini mi rica etsek?
Malum, ancak onlara anında yanıt veriyor da Sayın Bakan.