Korona aşılarının yaygınlaşması için patent haklarının kaldırılması bir süredir tartışılıyor.
ABD Kovid-19 aşılarının üretim kapasitesini artırmak için fikri mülkiyetin kaldırılmasını desteklediklerini ve Dünya Ticaret Örgütü'nde (DTÖ) gerekli müzakerelere katılacaklarını duyurmuştu.
Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Avrupa Birliği'nin ABD'nin önerisini görüşmeye istekli olduğunu söylemişti. Aşı üreticisi ülkelerden Almanya ise bu işe karşı olduğunu açıklamıştı.
Geçtiğimiz gün tartışmaya Kovid-19 aşısı üreten BioNTech'in baş tıbbi sorumlusu Dr. Özlem Türeci de katıldı. Ve aşılarının fikri mülkiyet ve ticaret haklarının kaldırılmasının "kötü bir fikir" olduğunu söyledi.
Türeci'nin ve onunla aynı görüşte olanların temel tezi, patentin hakkının sağlayacağı ticari kazancın, aşıyla ilgili yeni girişimleri motive edeceği iddiası.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ise dün konuyla ilgili Türkiye'nin tavrını şu sözlerle özetledi:
"İlim tüm insanlığın ortak malıdır. İlimde kıskançlık olmaz. Bu konuda da hele hele insanlığın sağlığıyla alakalı böyle bir konuda 'Bunu biz öğrettik, dolayısıyla kimseye vermeyiz' gibi bir mantık, anlayış yanlış bir yaklaşımdır."
Ben de aynı görüşteyim.
Evet, aşı patenlerinden elde edilecek kazanç "müteşebbisleri" ve bilim adamlarını motive etmekte faydalı olabilir.
Ama zaten aşı firmaları katkılarının karşılığını fazlasıyla almadılar mı? Özlem Hanım'ın eşi ve BioNTech'teki ortağı Uğur Şahin sadece bir yılda Forbes'un milyarderleri arasına girdi.
Kaldı ki herkesten, bireylerden, ticari işletmelerden vs. büyük fedakârlıklar yapmalarının talep edildiği bu olağanüstü süreçte aşı patenti sahiplerinden bu kadarını beklemek hakkımız olsa gerek.
***
BİLİM KARAKOLLUK OLDU
Cuma günü Mehmet Ceyhan'ın, aşı karşıtı tezler ileri sürdüğü gerekçesiyle Prof. Dr. Canan Karatay hakkında suç duyurusunda bulunduğunu yazmıştım.
Dün aynı Ceyhan, vatandaşların kendisi hakkında yargıya yaptığı ihbarlardan yakınıyordu.
Mehmet Bey, bir bilim adamı olarak tezinin üstüne tez söyleyen meslektaşını polise şikâyet etmeyi normal buluyorsa vatandaş da aynı şeyi yapınca niye şaşırıyor?
Neyse, karakolda hesaplaşırlar artık.
***
AK PARTİ, CHP ANİMASYONUNU NİÇİN KALDIRDI?
AK Parti'nin sosyal medya hesabından çarşamba günü paylaşılan ve CHP'yi hedef alan "Yalan Üretim Merkezi" isimli animasyon filmine ulaşılamıyor. Çünkü silinmiş.
Konuyla ilgili olarak Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ, Twitter hesabından şu açıklamayı yaptı:
"Siyasette seviyeli muhalefetin oluşması için AK Parti olarak bir adım attık. Siyasette yalanın ulaştığı boyuta dikkat çektik.
Maksat hasıl oldu. Bundan sonrasında da bilgi ve belgeye dayalı, seviyenin korunduğu, aziz milletimize sadece gerçeklerle konuşacakları bir zemin istiyoruz. Çünkü biz sadece gerçeklerle konuşuyoruz."
Ben bu işten pek bir şey anlamadım.
Evet, belki içerik çok doyurucu değildi. Ama animasyon filmi toplam 17 milyon izlenmiş, epeyce de ses getirmişti. Bu "farklı tarz" parti tabanında da bir hareket yaratmışa benziyordu.
Dün sosyal medyadaki yorumlara baktım... Herkes şaşkın. Tepkileri bir cümleyle özetlemek mümkün:
"Madem kaldıracaklardı keşke koymasalardı."
Bu arada CHP Genel Merkezi de cuma günü saat 15.00'te AK Parti'ye cevaben bir paylaşım yapacağını duyurmuştu.
Ne var ki makalemi yazdığım akşam saatlerine kadar CHP'den de herhangi bir paylaşım yapılmamıştı.
Muhtemelen onlar da rakiplerin bu şaşırtıcı hamlesine karşı taktik değiştirmek zorunda kaldılar.
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz