MHP Lideri Devlet Bahçeli dün partisinin grup toplantısında Selçuk Özdağ'a yapılan saldırıyla ilgili konuştu. "Sicili kabarık bir siyasetçinin evinin balkonuna kamera yerleştirip kavga anını kayda aldırması bildik bir numara" dedi. Bahçeli, MHP'nin sokaktaki bazı şiddet olaylarıyla ilişkilendirilmesinin Cumhur İttifakı'nın yıpratılmasına yönelik bir kampanya ürünü olduğunu iddia etti.
Bu stratejinin acemice bir örneği olarak da Özlem Gürses'in TV ekranlarından dile getirdiği bir iddiayı gösterdi. Gürses'in, "Bahçeli'ye aşıyı sert vuran Gülnaz Şırınga isimli bir hemşireyi dövmüşler" şeklindeki "haberine" şöyle yanıt verdi:
"Gülnaz Şırınga'ya ve yakın mesai arkadaşı Gülendam Enjektör'e geçmiş olsun diyorum, bundan sonra daha dikkatli aşı yapacaklarına ayrıca inanıyorum. Şaka bir yana, tuhaf bir dönemden geçiyoruz: Tuşsuz telefonlar, kulpsuz kapılar, duygusuz ilişkiler, vicdansız insanlar yaygınlaşıyor."
Evet, şaka bir yana, giderek yaygınlaşan Özlem Gürses tipi gazetecilik kamuoyunu manipüle ettiği kadar muhalefeti de karikatürize ediyor.
Öyle ya, eğer Türkiye muhalefetin söylediği gibi sadece sorunlardan ve sıkıntılardan ibaret bir ülkeyse, CHP yandaşı basın, çocukların bile gülüp geçeceği "ekstradan yalanlara" niçin ihtiyaç duyuyor?
İşte ortak akıl bu basit sorunun cevabını çoktan verdiği için, 18 yıldır iktidarda olan partiye CHP'nin iki katı oy veriyor.
Cahil halk, yanlış bilinç falan diye teselli bulmanın anlamı yok...
Halkın gerçek sorunlarından bihaber trol siyasetçiler ile vasatlığını Atatürkçülük gibi kalıplarla gizlemeye çalışan Özlem Gürses'ler, muhalefetin ekran yüzleri oldukça bu kısırdöngüden çıkılması imkânsız.
Geçmiş olsun.
***
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz
NE KIZIYORSUNUZ, ŞİMDİ DEĞİL ALTI AY ÖNCE TERÖRİSTLERMİŞ
Kandil'de bir mağarayı andıran HDP Esenyurt İlçe Başkanlığı'nda çekilen görüntülere Millet İttifakı'ndan bir yorum gelmedi.
Ne diyecekler ki, yerel seçimlerde olduğu gibi, ilk seçimde yine HDP'li seçmenin oylarına ihtiyaçları var.
Muhtemelen şimdi de ilaçlama sırasında HDP binasında çekim yapıp kamuoyuyla paylaşan CHP'li Esenyurt Belediyesi ekiplerine ne ceza vereceklerini tartışıyorlardır.
Ama Canan Kaftancıoğlu'nun mevkidaşı HDP İstanbul İl Eşbaşkanı Erdal Avcı'nın izahı oldukça ikna edici.
Zira Avcı, PKK'lıların adresleri ve örgüte ait eğitim notları gibi dokümanların ele geçirildiği parti binasına ait görüntülerin bugün değil altı ay önce kaydedildiğini söylüyor!
Dile kolay altı ay.
Zamanaşımı diye bir şey değil mi?
***
AMAN DİKKAT!
İzolasyon karşıtları Hollanda'da sokağa çıktılar. Aralarında, ABD'deki Kongre baskını tiyatrosunda boy gösteren boynuzlu şamanın benzerleri de vardı.
Ancak Pegida gibi envai çeşit faşist örgüt de eylemcilere katılınca ülke savaş alanına döndü.
Yağmalamalar, kundaklamalar devam ediyor...
Öyle ki, yoğun gösterilerin yaşandığı Eindhoven Belediye Başkanı John Joritsma, "Korkarım böyle devam ederse bu yol, iç savaşa gider" diyor.
Tıpkı ABD Kongre baskını provokasyonunun ardından tesis edilen müesses nizam gibi, sanırım pek çok devlet aynı yolu izleyecek. 9/11 sonrasında olduğu gibi, dünya üzerinde daha sıkı güvenlik tedbirlerine başvurulacak.
İzolasyon karşıtları sokağı adres gösteren provokatörlerle aralarına kalın çizgiler çizmezlerse, Dimyat'a pirince giderken eldeki bulgurdan da olabileceklerini unutmamalılar.
***
KARANLIK ODANIN MALLARI BUNLAR
Yalçın'ın karanlık odası, tezgâhlardaki fiyat artışlarını eleştiren hükümete yakın gazetecilere kafayı takmış.
"Ne yapmak istemektedirler" diye manidar sorular soruyor.
Sakın fiyatların düşmesini ve destekledikleri partinin oy kaybetmemesini istiyor olmasınlar?
Bence fiyatlardan yakınıp geliştirilen her çözüme karşı çıkan CHP yandaşı basının "tezgâhı" düşünülürse çok daha ahlaki bir tavır.