Pandemi nedeniyle aylarca süren izolasyon tedbirlerinin tüm dünyada hazirandan itibaren kısmen gevşetilmesiyle biraz da olsa soluk aldık.
Ne var ki, aylardır koronalı hastalara verdikleri hidroksiklorokinden bile emin olamayan bilim çevreleri yeniden sıkı izolasyona dönmezsek ayvayı yiyeceğimizden adları gibi eminler.
Hatta vaka sayısındaki küçük artışların ikinci korona dalgasının işareti olduğunu söylüyorlar. Yine insanları korkuya, paniğe sürüklüyorlar.
Dünya üzerinde pandemi sürecini en iyi yöneten ülkelerden biri olan Türkiye'de de benzer bir hava oluşmaya başladı.
Pandemi gündemi yüzünden çıktıkları ekranlarda siyaset yapmaya başlayan çoğunluğu erkek bilim insanları yeniden sokağa çıkma yasaklarından bahsediyorlar.
Bu kadar karamsarlığa ne vatandaşın ne de siyasetin kayıtsız kalması mümkün mü?
İşte görüyorsunuz, pek çok ilden ardı ardına sokağa maskesiz çıkmanın yasaklandığına dair genelgelerin haberleri geliyor.
***
Dün de
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca Twitter'dan bizlere şöyle sesleniyordu:
"Virüse karşı yürüttüğümüz mücadelede,
maske, sosyal sorumluluğumuz. Maske takarak, birbirimizi virüsten koruyalım.
Maskesiz dolaşanları, maske takıyormuş gibi yapanları uygun dille uyaralım. Virüsle maskesiz mücadele edemeyiz."
Sayın Bakana bu kez itirazlarım var.
Pandemi sürecinin başından beri vatandaş elinden geldiğince izolasyon tedbirlerine riayet ediyor. Hatta
kimi zaman mantığına ikna olamasak da Bilim Kurulu'nun tavsiyesiyle alınan kısıtlamalara bile uyuyoruz. Zaten ABD'deki, Avrupa'daki kentlerden gelen görüntülerle kıyaslanınca da açık ara disiplinli olduğumuz ortada.
Ancak sokakta, bu yaz günlerinde
temiz hava almaya, nefeslenmeye çıktığımız açık alanlarda, sahillerde maske takmanın
"sosyal sorumluluk" ilan edilmesi doğru
değil.
Pek çok bilim insanı açık alanda maske takmanın insan sağlığı için ciddi zararları olduğunu söylüyor. Özellikle de yaşı büyük, fiziksel ve ruhsal hastalıkları bulunan kişiler için.
Bu durumda, mazereti olanlar ya da başka bilimsel tezleri doğru bulanlar, açık alanda maske takmamalarına, "sorumsuzluklarına"
mazeret beyan etmek zorunda mı kalacaklar?
***
İsteyen elbette sokakta, uyurken, hatta özel otomobilinde tek başınayken bile maskesini takabilir.
Ama Bakan Koca'nın söylediği gibi "
maskesiz dolaşanları" hatta
"maske takıyormuş gibi yapanları" uyarmak
vatandaşın üzerine vazife değil.
Çünkü vatandaş zabıta değil.
Bir de sokakta tanımadığımız insanlardan
nizami maske takma tavsiyesi mi alacağız?
Öyle ya, bizler pandemi sürecinden
sizin nezaketinize ve hoşgörünüze şahidiz...
Peki, siz
sokakta herkesin sizin gibi nazik ve hoşgörülü olacağına kefil olabiliyor musunuz Sayın Bakan?