ABD, hatta dünya bir haftadır George Floyd isimli bir siyahın polis tarafından öldürülmesini konuşuyor.
Ülkede yağmaya ve kundaklamaya kadar varan protestolar yüzünden ordu sokağa inmiş durumda! ABD'de hızla büyüyen olayların yanı sıra Floyd protestoları ışık hızıyla dünyaya yayıldı.
Londra'da, Paris'te bile insanlar Floyd'u anmak için polisle çatıştılar.
Bütün Hollywood ve Instagram ünlüleri günlerdir kişisel sayfalarından ırkçılık karşıtı açıklamalar yapıyorlar.
Babasıyla birlikte milyonlarca Iraklının anasını ağlatan ve bir kıyaslama yapılacaksa Trump'ın ırkçılıkta eline su dökemeyeceği Bush bile "insan hakları" nutukları atıyor.
Rüzgâr öylesine güçlü esiyor ki, LEGO, polis, itfaiye ve Beyaz Saray oyuncaklarının satışını yasakladı.
***
Gelin önce olayın nasıl yaşandığına dair bilgilerimize bakalım. Zira
protesto etmekten ne olduğunu anlamaya vakit bulamadığımız cinayete dair ayrıntıların üzerinde pek durulmuyor.
Minneapolis'te bir pazar günü...
Floyd, Cup Foods isimli marketten sigara alıyor. İçinde arkadaşlarının da olduğu otomobilin
sürücü koltuğuna geçiyor.
Daha sonra caddenin karşısındaki marketin çalışanları
Floyd'un sahte para verdiğini fark edip aracının yanına geliyorlar. Sahte parasını alıp mallarını iade etmesini ve konunun kapanmasını istiyorlar. Sonuç alamayınca da durumu bildirmek için 4 dakika sonra
polisi arıyorlar. Floyd'un kafasının iyi olduğunu
'kendini kontrol edebilecek bir halde olmadığını" belirtiyorlar.
Telsizlerine düşen "
sigara almak için sahte 20 dolar kullanan bir adamın ihbarı" üzerine olay yerine polisler geliyor.
Polisler ve Floyd arasında arbede çıkıyor. Sonrası malum.
***
Floyd ABD'de her yıl polis tarafından öldürülen 1000 insandan biri. Floyd'u nefessiz bırakarak öldüren polis, sadece geçen yıl "
chokehold" adı verilen bu yöntemle onlarca kişiyi öldürmüş.
Peki, ne oldu da Floyd cinayeti böylesine bomba etkisi yarattı? Pek çok yoksul ABD'li gibi,
sistemin dışına itilmiş bir siyahın adını bütün dünya ezberledi?
Pandemi sürecinde olduğu gibi, bu olayda da
küresel merkez medyanın ve tabii ki
tekel konumundaki sosyal medya platformlarının rolü elbette büyük.
Twitter sayfalarını karartıyor. ABD Başkanı'nın
sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımları "Floyd" telifi atıp sınırlandırıyor?
Ne ara, haber dilinde "George" diye andıkları
Floyd'un sembollerini tasarladılar da "kullanım haklarını" aldılar merak konusu.
Ardından tüm dünyada izlenen canlı yayınlarla, bir değil iki değil tam üç cenaze töreni (sonuncusu yarın) düzenledikleri Floyd'un tabutunu taşıyan lüks araç konvoyunu kim kiraladı acaba?
Sizi bilmem ama bu küreselci tayfanın top yekûn dahil olduğu her kampanya bende şüphe uyandırıyor.
Çünkü Floyd gibi "uçurum insanlarını", yoksulları, siyahları, Orta Doğuluları, Müslümanları ancak görülecek bir hesapları varsa "sembolleştirerek" kullandıklarını anlayacak kadar büyüdüm.
Aklıma, 90'larda da yine
George Floyd gibi akılda kalan bir isme sahip olan Rodney King'in polis tarafından feci
şekilde dövülmesi üzerine başlayan "
Los Angeles olayları" geliyor...
Bakalım bu kez operasyonları istediği sonucu verecek mi?