Türbülansa giren uçakta ateist kalmaz derler. Tekerler yere değince oran nedir bilmiyorum ama deprem sonrasında da benzer durumlar yaşandığına şahit oluyoruz.
Normaldir. İnsan öleceğini hatırlayınca yaşamın dayanılmaz ağırlığını fark eder. Ve din bu anda pek çok insanın sığınacağı en güvenli limandır.
Yeryüzünde, sonunda mutlaka öleceğini bilerek yaşayan tek canlı olan insanın bu varoluş sancılarının mizaha konu doğal karşılanabilir.
Garip olansa bu insani refleksi gerçeklikten uzaklaşmak sananların ciddiyetidir. Deprem gibi her doğal afetten sonra illa ki ilk olarak bu manevi alanın deşilmesidir. İki farklı söylem türü olmalarına karşın bilimin alternatif bir din olarak görülmesidir.
***
Depremin paniği sürerken ekranlardaki, köşelerdeki nümayişi hatırlayın... Sanki depremin olması kendisini haklı çıkartmış edasıyla:
"Bilimden uzaklaşıldıkça böyle depremler daha çok olur azizim" türünden saçmalayan profesörleri mi ararsınız?
Fen yerine İmam Hatip Lisesi açılan bir ülkede depremlerin olmasını normal bulan dehaları mı?
Bunların 1999 depremini Allah'ın Bolu, Adapazarı ve Gölcük civarını cezalandırmak için yaptığını söyleyen
"7.4 yetmedi mi" diyen simsarlardan ne farkı var?
Evet evet, geçen gün
Nagehan Alçı'nın diğer kanalları gömüp
"en bilimsel ve başarılı deprem yayınıydı" diye övdüğü programı da örnek olarak düşünebilirsiniz. Hani şu bilime inanmayan (ne demekse) dinci iktidar eğer kendilerine 1.5 milyon euro vermiş olsaydı bu depremi belki önceden bileceklerini söyleyen
hür müteşebbislerin nutuk attığı yayın...
Dün de Hürriyet'te bir imama ihtiyaç duyulsa gözlerin ilk çevrileceği kişi olan
Ahmet Hakan deprem mevzuunu bu "
kanayan yara" çerçevesinde ele almıştı.
Ahmet "
yanlış zamanda dua edenleri" görmüş olacak ki,
duanın ne zaman edilmesi halinde daha faydalı olacağına dair tespitler yapıyordu:
"Deprem için toplanma alanları tam ve mükemmelse... Deprem anında telefonlar tıkır tıkır çalışmaya devam ediyorsa... Binalar elden geçirilmiş ve depreme dayanıklı hale getirilmişse... Deprem vergileri deprem için kullanılmışsa...
Sıra dua etmeye gelmiş demektir. Böyle bir durumda dua edilir. Hatta edilen duaya
"Deprem Duası" adı bile verilebilir. Ama hiçbir tedbir alınmadan...Ne kadar dua edilirse edilsin, edilen duaya ne isim verilirse verilsin... Pek bir fayda vermez."
Doğrudur. Sismoloji konusunda nasıl Nagehan'ın önerilerini takip ediyorsam, din iman konularında da
Hürriyet'in imamının söylediklerini ilgiyle takip ederim. Çünkü babası imam kendisi de imam hatipli olan Ahmet bu konularda kuşkusuz benden daha çok şey bilir.
Acaba bugünlerde 1881 adet bastırdığı ve hediyesi 2500'den sattığı
seküler din kitabını Arapça'ya çevirerek yayılışını
Arap Yarımadası piyasasında sürdürmeyi hedefleyen
Yozdil'e de mi bir danışsak?
Bu arada hocam, kitabın Arapçasını kaç adet basacaksınız? 1938?