HDP Diyarbakır il binası önünde PKK'nın dağa götürdüğü çocuklarının bırakılması için oturma eylemi yapan ailelerin sayısı günden güne artıyor.
Dün de PKK'nın Diyarbakır Kulp'ta öldürdüğü 7 köylü için bölge illerinde yapılan protestolarda bu ailelerin eylemine destek verildi.
Şiddete, insan kaçakçılığına ve "çocuk savaşçı kullanmak" gibi uluslararası suçlara karşı başlatılan bu tarz sivil eylemlerin mutlaka karşılık bulacağına inanıyorum.
Elbette organize bir terör networkünün ne yapıp ne yapmayacağından bahsetmiyorum...
Sözünü ettiğim, "annelerin" öncülük ettiği her çığlığın mutlaka bir yerlerde yankılanıp çoğalacağı.
Tıpkı dünyanın bize çok uzak bir köşesinde, Arjantin'de... Annelerin askeri diktatörlüğün "kaybettiği" çocukları, yakınları için toplanmaya başladığı gün gibi...
Ta 1977'de, "Plaza de Mayo" meydanında gösterilen o irade 1995'te Türkiye'ye de uğramış... "Cumartesi anneleri" 12 Eylül darbesi sonrasında oluşan ve 90'ları kasıp kavuran şiddet ortamının dağılması için hepimize umut olmuşlardı.
***
Diyarbakır'daki annelerin çağrısının meşruiyeti, PKK'nın yasal kanadı
HDP'nin hapisteki eski genel Başkanı
Selahattin Demirtaş'a bile destek mesajı yayınlatmayı başardı.
"
PKK'dan bu ailelerin çağrısına derhal cevap vermesinin talep edilmesini" istedi. Hatta
sorunun çözümü için kendisi
gibi içeride olan
Öcalan'ı
adres gösterdi.
Demirtaş'ın bu hamlesinin,
seçimler öncesi hissedilen İmralı-HDP çekişmesinin bir devamı ya da
uluslararası çevrelerde meşruiyet arayışının bir sonucu olması önemli değil.
Zira bu beyanatıyla, Diyarbakır il binaları önünde oturan annelerin ışık tuttuğu
sorunun varlığını ve gerçekliğini tescil etmiş oldu.
***
Belki de sadece
Kemal Kılıçdaroğlu'nun ve partisinin,
annelerin eylemlerine
karşı çıkışlarından korkmuştur
Demirtaş.
Çünkü Kılıçdaroğlu eylem konusunda günden güne el yükseltiyor.
Dün de annelerin eylemine destek için kente giden İçişleri Bakanı
Süleyman Soylu'ya sesleniyordu Genel Başkan:
"Sen bakansın.
Senin görevin sorunu çözmek! Ne diye gidip oraya oturuyorsun? Çözeceksin sorunu. Acıyı çözmek.
Yetki, imkân, güç, ordu, vali general sende."
Ooo çok sert!
Hatırlarsanız, Mayıs 2016'da da benzer bir çıkış yapıp iktidara "
hadi kaldırın da görelim dokunulmazlıkları" demişti. Ve ardından,
CHP'nin de oylarıyla dokunulmazlıkları kaldırılmıştı. Sonra da bildiğiniz üzere
ilk içeri girenler kendi partisinin vekilleri ve aralarında Demirtaş'ın da olduğu HDP'liler olmuştu.
Kemal Bey bir soruna el atınca gel de korkma.