Ilımlı yandaşların Ak Parti'li diye tanıtılıp hırçın muhaliflere ezdirildiği programları biliyorsunuz... Geçen gece TV başında zaplarken onlardan birinin tekrarına denk geldim.
Siyasal iletişimci olduğunu öğrendiğimiz Gülfem Saydan Sanver isimli bir hanımefendi kendinden emin tavırlarla CHP'nin 15 vekil taktiğini övüyordu.
Diğer CHP'li konuklar ve gazeteciler gibi sloganlar yerine, kendi içinde tutarlılığı olan argümanlarla konuştuğu için sonuna dek dinledim Sanver'i.
Özetle şunu söylüyordu:
"CHP, sürekli siyaset gündemini belirleyen Ak Parti'yi ilk kez bu denli şaşırttı. Oyunu bu kez CHP kurduğu için iktidar şaşkına döndü, panikledi..."
Şimdi o meşhur fıkradaki gibi sormazlar mı adama "siz bu haltı niye yediniz" diye?
Niye gittiniz niye geliyorsunuz?
Yaptığınız şeyin, partili siyasal iletişimcilerin diliyle konuşursak, rakibi şaşırtmak için kurduğunuz oyunun, kendi kalenize gol atmaktan ne farkı var?
Fikir almak, danışmak elbette iyidir Kemal Bey. Ama bunu yaparken mutlaka aklı başta tutmak gerekir. Tıpkı Bernard Shaw'ın dediği gibi:
"Akıllı adam aklını kullanır. Daha akıllı adam başkalarının da aklını kullanır."
Zaten öteki türlüsüne de sokma akıl denir.
***
"DERWİSHİN" AKLI NEYSE...
Bir siyasi partide siyasi akıl yoksa o yapı manipülasyona açıktır. Gönüllü akıl vericiler sıraya girer kapısında.
Dün de bu kervana, 2000'lerin başında DSP'yi kurtarmak için ta ABD'lerden gelip Türkiye'yi batıran IMF'nin kontenjan bakanı Kemal Derviş katıldı.
Onun adayı da Twitter'da "eğitim şart" geyiğiyle robot kafalayan bir akademisyenmiş.
15 vekil hezimeti kadar konuşulmasa da bu da fena hamle değil aslında. En azından Twitter'da konuşulur.
Seçim öncesi twitleri ikiye katlayan FETÖ'cü troller kesin destekler mesela.
***
AŞKIMI BİR SIR GİBİ...
"Kılıçdaroğlu: Cumhurbaşkanı adayımızı eşim dahi bilmiyor, açıklayamam, bu sır benimle birlikte mezara gidecek." (Twitter/ İrfan Çoban)