Dün MİT ve Organize Suçlar Şubesi polisleri, CIA Tarikatı FETÖ'ye yönelik en ilginç operasyonlardan birinin altına imza attılar.
Ekipler, İstanbul merkezli 20 ilde hakkında gözaltı kararı verilen 106 kişinin yakalanması için eşzamanlı baskınlar düzenledi.
FETÖ'nün 'İzdivaç Sorumlusu' olarak faaliyet gösteren 'abi' ve 'abla' konumundaki şüphelilere yönelik operasyonda 65 kişi gözaltına alındı.
44 izdivaç sorumlusu ise halen aranıyor.
Anlayacağınız örgüt kimin kiminle evleneceğini, görüşeceğini belirlemek için kataloglar basıp bir de "çöpçatan" ekibi kurmuş.
Evet, bildiğiniz "muhabbet tellalı" işte. Fetullah'ın izdivaççı abilerini ve ablalarını "piyasadaki profesyonellerden" ayıran tek şey, aldıklarına "vizite" değil "himmet" demeleri!
***
Espri yapmıyorum. Durum tam olarak bu.
Aşağıdaki satırlar, FETÖ'nün o badem bıyıklı abilerinin, türbanlı ablalarının
ByLock'taki diyaloğundan:
-
Tuğba'yı hem Aydın, hem Vehbi'ye göndereyim mi?
-
Bilge'yi Selim Bey'e rağmen başka taliplere de yollayayım mı?
Üstelik FETÖ'nün izdivaç timi örgütün kurumsal yapısına uygun da hareket etmiş. Hedef kitlenin profili falan ayrıntılandırılmış.
İddialara göre,
izdivaç sorumluları, kadınları eğitim durumları, fiziksel özellikleri ve yaptıkları mülakat
sonuçlarına göre ayırıp,
A, B, C, 'Turist' ve 'İlçe' şeklinde kategorilere bölünen taliplere göndermişler.
A grubunda
emniyet ve yargının üst düzey yöneticileri var. B grubunda
emniyet amiri, baş komiser, komiser, hâkimler ve bazı savcılar. C grubunda
da çeşitli görevlerdeki
memurlar.
İlçe kategorisinde ise
kaymakam ve kaymakam adayları yer alıyor. Turist de tahmin edeceğiniz üzere
Dışişleri Bakanlığı, Başkonsolosluk ve Konsolosluk yetkilileri...
***
Soruşturmaya yansıyan iddialar vahim ve mide bulandırıcı...
Televizyona programı yapılsa RTÜK'e takılır.
Çünkü "görücüye çıkartılan" örgüt üyesi
kadınlar köle gibi kullanılmış. "Elektrik alıp almadıklarına" bakılmaksızın Pensilvanya'dan gelen talimatla gözlerinin yaşına bakılmamış.
Tuzağa düşürülen taliplerin başına neler geldiğini ise aşağı yukarı tahmin edebiliyoruz. Ya "himmet"e bağlandılar ya da ağızları kapandı, isteneni robot gibi yapacak hale geldiler...
Muhtemelen "
ilk çaylar" da örgütün daha önce ortaya çıkartılan "
Gaybubet Evleri'nde (gizli ev) içiliyordu.
İnsanın aklına ister istemez bu çetenin Askeri Casusluk Davası'nda namuslu insanlara attığı "hayat kadını" iftiraları geliyor...
Ama
o hayat nasıl da geçiriyor her iftirayı atanın kafasına değil mi;
er ya da geç...