Dün akşam tam gazeteye yazıyı gönderip arkama yaslanmıştım ki, telefon ekranına düşen bir son dakika haberiyle tekrar doğruldum. Yazıyı yenilemeye koyuldum.
Flaş haberde, ABD Büyükelçiliği'nin Türkiye'den yapılan vize başvurularını süresiz durdurduğu yazıyordu!
Kararın gerekçesinde ise şu ifadelere yer veriyordu:
"Son zamanlarda yaşanan olaylar, ABD Hükümeti'ni, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'nin ABD misyonunun tesisleri ve personelinin güvenliğine ilişkin taahhütlerini yeniden değerlendirmek zorunda bırakmıştır. Söz konusu değerlendirme sürecinde, Büyükelçiliğimiz ve Konsolosluklarımıza gelen ziyaretçi sayısını en aza indirgemek amacıyla, şu andan itibaren geçerli olmak üzere, Türkiye'deki tüm ABD diplomatik misyonlarındaki göçmen olmayan vize hizmetleri askıya alınmıştır."
Evet, rest, daha "derin ve zamana yayılmış bir kaygıyı" ifade ediyor.
Türkiye'nin son zamanlarda Rusya ve İran gibi bölge ülkelerinin yanı sıra Çin, Afrika ve Latin Amerika ile ABD'nin onayını almadan geliştirdiği ilişkiler...
Rusya'dan alınan s400 hava savunma sistemleri...
Ve Ankara'nın, Afrin odaklı İdlib "operasyonu" gibi ABD'nin Suriye'de devre dışı kaldığı gelişmeler...
Kısacası ABD'nin Ortadoğu'da etkisizleşmesine neden olan Pentagon'dan bağımsız ulusal politikalarımızın tümü.
İşte ABD, son vize kararıyla bir uyarı sinyali de Türkiye için gönderiyor.
Aynı yasağı daha önce, Türkiye gibi bağımsız bir perspektife sahip olan Rusya'ya ve Venezüella'ya uygulamaları da bunun açık bir kanıtı.
Ama eski günler geride kaldı. Artık "süper gücün" bu tarz hamleleri halkları, seçmeni ABD'ye karşı kenetlemekten başka bir sonuç doğurmuyor.
ABD, kısa süre sonra kalkacağını söyleyebileceğimiz yasağın ardından kaybedeceklerini, umduğu kazançla kıyaslayıp frene basmalı.
***
Çimentoları Amerikancılık
Haklı da olsak yine ülkece hepimizi etkileyecek bir dış hamleyle karşı karşıyayız.
Ve yine iğneyi başkasına, çuvaldızı hep Türkiye'ye saplayan "entel magandalar" devrede.
"Kızdırdılar yine Amerika'yı, o da kesti vizeleri işte" diye söylenip duruyorlar...
"Peki, Türkiye ne yapmamalıydı" sorusuna tek bir yanıt vermeden 32 kısım tekmili birden aynı sakızı çiğniyorlar.
Liberal geçinen etkisiz elemanlar...
Deniz Gezmiş parkasını gayri resmi parti sembolü yapan solcu siyasiler... Profil fotosunda Atatürk ya da Che olan karakterler ya da İslamcı geçinen "belediye tosunları"...
ABD söz konusu olunca hiçbir "fark" kalmıyor aralarında, görmüyor musunuz hemen de nasıl toplaşıveriyorlar.