Konya Milletvekili Ahmet Davutoğlu dün zehir zemberek açıklamalar yaptı. Hedefinde ise, Konyaspor Başkanı'nın ByLock kullandığı iddiasıyla gözaltına alınıp serbest bırakılmasını eleştiren gazeteciler vardı.
Şunları söyledi:
"Konya'yı hedef alanlar, kripto FETÖ'cüler ve 28 Şubat zihniyetinin uzantılarıdır.
Hiç kimse Konya'nın adını tahrif ederek, yazısına başlık atarak, birtakım terör örgütünün mekânlarıyla Konya'yı özdeşleştirme çabası içine girerek, Konya'nın onuruyla oynayamaz. Oynamaya kalkan kim olursa olsun, ister kripto FETÖ'cü, ister 28 Şubatçı, ister AK Parti içinde fitne çıkarmaya çalışan tek tük kişiler, 1.5 yıldır yapmaya çalıştıkları şeyi yapamadıkları için bugün Konya'ya saldırıyorlar.
Ama karşılarında bizi bulurlar.
Hiç kimse Konya'nın başını önüne eğdiremez."
İnsan hakikaten hayret ediyor...
Öyle ya, eğer Konya'nın adını kötüye çıkartanlar varsa onlar ByLock kullandığı iddia edilen kulüp başkanlarıdır... Bu iddiaların peşine düşen gazeteciler değil.
Çünkü Konya'nın adını FETÖ ile yan yana getirenler gazeteciler değil bizzat bu FETÖ zanlılarıdır.
Ve bir Konya milletvekili kalkıp da, ByLock zanlısı bu kulüp başkanını ve ilişkilerini takip eden bu gazetecileri hedef alıyorsa hakkını aradığı şey de Konya değil başka bir şeydir...
Söyleyecek bir sözü varsa, bunu ByLock iddialarına konu olan Konyaspor başkanı aleyhine kullanmalıdır.
Soru soruyoruz diye biz gazetecilere parmak sallayıp "kimse karnından konuşmasın" diyeceğine o parmağı, yargılama sürerken yaptığı açıklamalarla kefil olduğu FETÖ zanlısına göstermelidir.
Ama anlaşılan o ki, bir dönem Suriye'yi bile yönetmeye kalkacak kadar "geniş bir perspektife" sahip olan Davutoğlu taşra siyasetinden popülizm devşirmeye çalışıyor.
Ha bu arada danışmanları Ahmet Bey'e söylesinler, gazetecilere hitap ederken sürekli "Ben Türkiye Cumhuriyeti 26'ncı başbakanı olarak ve Konya milletvekili olarak şunu söylüyorum" diye başlamasına da gerek yok.
Sayın vekili tanıyoruz.
***
Muhalefet partisi yönetiyoruz beyler!
CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan geçtiğimiz günlerde bir telaşla ortaya çıkıp FETÖ davasıyla ilgili bir açıklama yaptı.
Tezcan, FETÖ'nün 'Hava Kuvvetleri imamı' firari Adil Öksüz'ün, Ankara, İstanbul, Elazığ ve İzmir arasında uçakla rahatça dolaştığını söyledi.
Tabii ki üzerine de bir ton suçlama...
Dün Tezcan'ın sözünü ettiği Adil Öksüz, TC kimlik numarası, kimliği ve kartvizitiyle kameraların karşısındaydı.
Sinirliydi:
"Dayım Abdullah Bayat'ın vefatından dolayı kız kardeşim Gurbet Demir ile birlikte İzmir- İstanbul- Elazığ üzeri bilet aldım. Oradan da Elazığ- Ankara ve İzmir üzeri dönüş bileti de aldım.
Biletleri de internet üzerinden aldım.
O sıralarda da darbe olayları vardı.
Milletimiz meydanlardaydı. Yaşanan bu olayı ve haberi duyunca çok rahatsız oldum. Yalan yanlış haberlere gerek yok. Vatan haini bir insanla beni aynı kefeye koymaları hoş bir durum değil."
Vatandaş haksız mı şimdi?
Ama baktım dün CHP'li Tezcan hiç oralı bile değil. Özür dileyeceğine "bana ne" diye sinirli sinirli ortalıkta geziniyor...
İşte size, iktidarın icraatlarını denetlesin, kontrol etsin diye muhalefet görevi verdiklerimizin acıklı hallerinden son bir örnek.