FETÖ'nün medya yapılanmasına yönelik davanın dünkü duruşmasında 21 sanık tahliye edildi.
Aralarında, FETÖ Balyoz davasını katlederken "Balyoz kadınları hep sarışın ya, kim kimin eşi karıştırıyorduk, eşlerinin resmi basılı olan tişörtleri giymişler. İşimiz kolaylaştı" diyebilecek kadar alçalan gazeteci kılıklılar da var...
Mesleki kariyerindeki yegâne başarısı "ham çökelek" olan ancak bir anda köşelendirilen soytarılar ve Türkiye Cumhurbaşkanı'nın öldürülmesi için çağrı yapan ulusalcı maskeli ajan provokatörler de...
Herkes isyanda.
Nasıl olmasınlar ki, henüz birkaç ay önce bu aşağılık çeteye 250 canımızı kurban verdik.
Vatandaş şimdi "Ne yani FETÖ'nün medya yapılanması yok mu yoksa bu yapılanmaya üye olmak suç mu değil" diye soruyor.
Tabii ki birkaç hafta önce Zaman Amerika'da yazan firari FETÖ'cü Abdullah Aymaz'ın "kehanetini" konuşanlar da var.
Fetullah Gülen'in bir rüyasından esinlenen Aymaz'ın "Bahar: Cihetsiz kuş sesleri" isimli yazısında itirafçıları uyardığı ve tahliyeleri işaret ettiği iddia ediliyor.
"Şimdi bu güvercinler SERBEST kalacak... Hepsi de göklere doğru uçmak isteyecekler. Fakat hemen serbest kaldıkları yerde GÜVERCİN YEMLERİ var; görünüşleri ve tatları çok güzel ama yalancı bir güzellik ve zehirli bal tadındalar... Yanılıp da o yemlere tenezzül edenler yerde kalacak."
Rüyalarını kâbusa çevirmek boynumuzun borcu.
***
Dostla savaş düşmanla barış
Düne kadar PKK-YPG'ye ve DEAŞ'a karşı başlatılan Fırat Kalkanı Harekâtı'nı "
Türkiye'nin o bataklıkta ne işi vardı" diye manşetten eleştiriyordu Sözcü...
Çoluk çocuk katledilen Türkmenlere Türkiye'den giden yardımları durduran FETÖ'nün savcı, jandarma ve gazeteci kılıklı tetikçilerini kahraman ilan ediyordu.
Aynı Sözcü şimdi ise, Türkiye'nin, Irak Bölgesel Yönetimi'nin kontrolündeki yerlerde kendi bayrağını kullanmasına neden müdahale etmediğini soruyordu.
O yörede yaşayan
Türkmenleri çok düşünürler ya...
Görün bakın Türkiye konuyla ilgili bir açıklama yapsın, ertesi gün "
Suriye bitti şimdi Irak'a kafayı taktık, bize ne!" manşetiyle çıkarlar.
Çünkü kimin 'Sözcü'sü olduğunu bildiğimiz bu gazetenin tek bir amacı var:
Türkiye'nin stratejik olarak işbirliği yaptığı herkesle arasının açılması,
buna karşın ulusal çıkarlarını
falan umursamadan
düşmanlarıyla barışması, yani teslim olması...
Ve tabii ki arada da emeklileri delirtmek.
***
Kemal Bey kaç yaşında?
CHP'nin en sık dillendirdiği "
hayır" gerekçelerinden biri de 18 yaşa seçilme hakkının tanınacak olması.
Hatta CHP
sırf bu maddeyle ilgili özel kampanya bile örgütledi.
"
AKP'liler çocuklarını vekil yapacak, askerlikten kurtaracak" türünden Zübük'e
taş çıkartacak iddialarda bulundu.
Gelin görün ki dün,
CHP Grup Başkanlığı'nın 3 Şubat 2015'te seçilme yaşının 18'e düşürülmesi için teklif verdiği ortaya çıktı!
CHP "
ülkenin daha iyi yönetilmesi için" diyerek gerekçelendirdiği teklifini Avrupa ülkelerinden örneklerle
desteklemiş.
Üstelik inanmayacaksınız, teklif, araya 1 Kasım seçimleri girdiği için kadük kalmış ve arşiv etiketiyle halen Anayasa Komisyonu'nda görünüyor!
Yani CHP bir yandan miting alanlarında "18 Yaş'a hayır" derken, seçilme yaşının 18'e düşürülmesi için verdiği teklif hâlâ Meclis'te bekliyor.
Merak ediyorum,
yarın bir gün o tasarı Meclis'e gelirse Kemal Kılıçdaroğlu ve CHP'liler, kendi tekliflerine de "hayır mı" diyecekler?
Ah ah ne diyeyim.
Demek ki neymiş,
akıl yaşta değil baştaymış.
Ve bence
CHP'nin başında 18 yaşında genç bir kardeşimiz olsa, istese bile 68 yaşındaki genel başkanı kadar komik duruma düşürmezdi partiyi!