2. Dünya Savaşı sonrası kurulan dünya düzeninin 3'lü çetesi bugüne değin hükümranlığını korumayı başardı.
Kuzey Atlantik Paktı, Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği.
NATO. Bir suç makinesi. Aslında ABD'nin sınır ötesi ordusu demek de mümkün.
Birlik, güya üye devletleri komünizm tehlikesinden ve işgalden koruyacaktı. Ama bugüne değin tek işlevi, kendisine üye olup yabancı asker postalına müsaade eden devletleri içeriden işgal etmeye çalışmak oldu.
Darbelere adı karıştı, ülkelere demokrasi getirmek adına terörist gruplara destek verdi.
BM. Halkların afyonu. 5 büyük devlet tarafından yönetiliyor.
İşlevi üçüncü dünyadaki fiili savaş halini kontrollü şekilde devam ettirmek. Bir yandan da sömürülen devletlerin çözüm arayışına girip birleşmemesi için "çözüm vaat etmek. Bosna'da, Ruanda'da, Afganistan'da ve daha onlarca ülkede yerel dinamiklerin devreye girip sorunu çözmelerine engel olmak için çalıştı, çalışıyor.
Çatışmalara, katliamlara, soykırımlara engel olmak şöyle dursun, yeryüzünde müdahale edip de büyütmediği sorun yok.
Avrupa Birliği. Dengesiz dünyanın dengesi. Tek kutuplu dünyada muhalefet pozisyonunu doldurmaya memur edilmiş bir "ideolojik aygıt."
ABD karşısında denge unsuru olduğu masalıyla satılan bu birliğe girmek için ilk koşul ABD'nin dümen suyundan çıkmamak. Son dönemdeki yegâne işi, eskiden doğu blokuna dahil olan doğu Avrupa'da ABD adına arazi toplamak. Birliğin Türkiye ile ilişkisi ise Ankara'nın batıdan kopup ABD karşısındaki bloğa dahil olmasını engellemek için havada havuç sallamaktan ibaret.
Ama artık hepsi çatırdamaya başladı. Dökülen boyalarının altından çıkan manzaraya açıktan isyanlar başladı...
Bugün ilkel kabileleri bile NATO üyeliği için savaşa ikna edemezsiniz. ABD'nin yeni Başkanı Trump göreve başlamadan paktın masraflarından yakınmaya başladı bile. Dün de ülkesinin başını çektiği Libya ve Irak müdahalelerinin yanlışlığından bahsediyordu; açık açık...
BM'de Türkiye Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın başlattığı eşitlik isyanına Latin Amerikan'dan, Afrika'dan, Hindistan gibi dev Asya ülkelerinden destek geliyor.
İngiltere, dünya rekabetinin gerisinde kalmak, diğerleri gibi kıta Avrupası'ndan köhnememek için referandumla AB'den apar topar kaçıyor.
Erdoğan da ilerleyen günlerde AB adaylığının halka sorulabileceğini söyledi.
Üçlü çete, İngiltere ve çıkış kelimelerinin bir araya getirilmesinden türetilen "brexit"tan sonra trexit'la da, yani Türkiye'nin AB adaylığından çıkışıyla ağır bir darbe yiyecek. Düşünsenize adayların bile girmek istemediği bir kulüp kime ne gelecek vaat edebilir!
Evet, yeni bir dünya kuruluyor. Herkes bu büyük değişime hazır olmalı.