Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MELİH ALTINOK

O kibirle hiçbir yere sığamazsınız ki

Alman Deutsche Welle darbe girişiminin püskürtülmesinin ardından İstanbul Kuzguncuk'a gelmiş.
Reklamcı olduğunu söyleyen bir kadınla röportaj yapmışlar. Kadın bir emlakçıya giriyor. Evini satmak istediğini, kocasıyla yurt dışında her hangi bir yere gideceklerini, çünkü artık "buraların yaşanmaz" hale geldiğini kötü bir oyunculukla anlatıyor.
İşyerindeki dini objeler özenle seyircinin gözüne sokulan emlakçı da "peşin satan" edasıyla onu onaylıyor. "Herkes tedirgin."
Neden tedirginlermiş sizce? Fetullahçı cuntacıların Çengel'de ya da mahalleleri Kuzguncuk'ta yeniden sivilleri katletmesinden mi? Karakolları basmasından mı? İnsanları yollarda yerlere yatırıp işkence etmelerinden mi?
Yok, bizimkiler bu darbeci katillerin bertaraf edilmesinin ardından doğal olarak başlatılan hukuki soruşturmalardan, ülkedeki eşi benzeri görülmemiş beraberlik havasından huzursuzlarmış. Millet demokrasi ve vatan nöbetlerinde sokakları doldurdu ya, vatandaşlar rahatsız olmuş. "İçleri" daralıyormuş karı kocanın.
Evet, belki ülkelerine, halklarına, komşularına Alman televizyonunda iftara atıp göç prosedürlerini atlayabilirler. Hatta bakarsınız bir vatandaşlık kemiği bile atan olur önlerine.
Peki, o zaman "içleri" rahatlar mı?
Ne mümkün!
Kendisine satacak bir ev edindirmekten, meslek sahibi yapmaktan, komşuluk etmekten başka hiçbir şey yapmayan halkına en hafif ifadeyle nankörlük eden, yeryüzünde nerede huzur bulabilir ki? Ruhunda onca kibir taşıyanı hangi toprak kabul edebilir ki?
Acı olan, zor gününde ülkesini fareler gibi terk edeceğini Alman televizyonuna reklam ettiklerini, kendilerini adam yerine koyan halkının yüzünü kara çıkardıklarını ileride çocuklarına bile anlatamayacak olmaları.
Ne güzel söylemiş Cemil Meriç, "Bu ülkeyi yaşanmaz bulanlar, bu ülkeyi yaşanmazlaştıranlardır."

***

Can Dündar düşünde kovulduğumu görmüş
Yılların Cumhuriyet'ini Fetullahçıların trol gazetesi haline getirip darbeden hemen önce yurt dışına kaçan Can Dündar faaliyetlerine oradan devam ediyor.
Her gün bir yabancı televizyonda ya da gazetede boy gösteren nam-ı diğer susamuru, ecnebilere "bir halkın askeri darbeyi savuşturmasının fenalıklarından" bahsediyor. Fetullahçı darbeciler yenildiği için Türkiye'nin çok şey kaybettiğinden bahsediyor.
Değil mi ya, hey gidi Cumhuriyet... Başına bu gazeteci müsveddesini ve ekibini getirenler utansın.
Susamuru ve ekibi MİT TIR'ları haberi gibi, Fetullahçılar'dan yayınlayacak belge gelmediği günlerde ise sistematik olarak darbe karşıtı demokrat yazarlara iftiralar atıyorlar.
Yeni bir durum değil ama geçenlerde yine beni ve çalıştığım kurumu dillerine dolamışlardı.
Güya ATV'den kovulmuşum! Durumları susamurundan hallice olan diğer gazeteler ve internet siteleri de bu yalanı manşetlerine taşıdılar.
Kendilerine bir telefon kadar uzak olduğum halde...
Darbe yanlısı müfteriye ve onun ipiyle kuyuya inenlere kötü bir haberim var. Yeni dönemde yine ATV'de halk düşmanlarının ve her türlü darbecinin ipliğini pazara çıkarmaya devam edeceğim.
Çünkü sizin gibi sahtekârlara, işbirlikçilere ve hainlere hala gazeteci denilen bu ülkede mesleğe devam etmek imtina edilemeyecek bir görevdir.

***

Üstüne 100 dolar veririm
Darbe zanlısı firari terörist Fetullah Gülen, sokakları, Yenikapı'yı dolduran 5 milyon AK Parti'liye, MHP'liye ve CHP'liye 100'er dolar verildiğini söylemiş.
Zavallı.
Paraya ne hacet. 79 milyon ekranlara çıkıp sana şöyle ağız dolusu bir küfür etmek için üstüne 100 dolar vermeye razı, görmüyor musun?

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA