Bu toprakların gördüğü en adi kalkışmanın ardından sorumluların "inlerine" giriliyor. Güvenlik ve yargı bürokrasi başta olmak üzere Fetullahçı çetenin tüm örgütlenmesi dağıtılıyor...
Ama herkesin kafasında aynı soru, aynı kaygı...
Bu işin siyaset ayağı ne olacak?
Zira hepimiz biliyoruz ki 15 Temmuz'un başarıya ulaşması halinde ittifak kurulacak siyasi odaklar da vardı.
Aylardır bu darbeye usul usul hazırlananlar... Kulisler de "Eylülde Erdoğan olmayacak" kehanetinde bulunanlar. Komplolarına bazı gazetecileri de ikna edenler. Üstelik de her "partiden"...
Hiç kuşkunuz olmasın ki akut müdahalenin ardından sıra onlara da gelecek. Çünkü darbe zihniyetiyle yapısal mücadelenin olmazsa olmazı siyasetin de demokratikleştirilmesidir.
Ve bu sorun yalnızca Fetullahçı darbecilerin doğrudan hedefinde olan Cumhurbaşkanın ve hükümetin meselesi de değil.
MHP'nin darbenin hemen öncesine denk getirilmesi için çalışılan kurultay çalışmalarını düşünün.
Kanser her yere yayılmış durumda. Şükür bağışıklık sistemimiz hiç olmadığı kadar güçlü.
***
DERDİNİZ BU OLSUN KEMAL BEY
Dün bu köşede Kemal Kılıçdaroğlu'nun 7 Ağustos'taki
"Demokrasi ve şehitler" mitingine mutlaka katılması gerektiğini yazmıştım.
Zira bu tercih, son yıllarda çokça yakınılan siyasi kutuplaşmanın giderilmesi noktasında önemli bir adım olacaktı.
Kemal Bey nihayet Genel Merkez'den gelen bazı itirazlara rağmen o gün Yenikapı'da olacağını açıkladı.
Tebrikler.
Ancak iki şartı varmış Kılıçdaroğlu'nun.
Biri kendisine
"devlet protokolü" uygulanması, ikincisi ise
alana dev bir
Atatürk bayrağı asılmasıymış.
Kemal Bey söylemese de alanda Atatürk posteri zaten olacaktır. Zira mitingin ev sahibi ve çağrıcısı Türkiye Cumhurbaşkanı...
Devlet protokolüne gelince...
Allah aşkına derdiniz bu mu?
Ben, Sosyal demokrat yani halkçı olma iddiasındaki bir partinin genel başkanı olsam, devletin değil
"halkın protokolünü" tercih ederdim. Ve böyle bir öneride bulunmayı aklımdan bile geçirmezdim. En azından siyaseten...
***
ONUN SAPI BUNUN KÖKÜ
Cumhurbaşkanı Tayip Erdoğan'ın ATV'deki röportajımızda yaptığı çağrı karşılık buldu. İktidar partisi, MHP ve CHP, 7 Ağustos'ta Yenikapı'da düzenlenecek demokrasi mitingine katılıyorlar.
Müşterekler üzerine kurulan bu tabloyu uzun zamandır dört gözle bekliyorduk.
Başta Erdoğan olmak üzere emeği geçen tüm siyasilerimize binlerce kez teşekkür ederiz.
Ne var ki
"Kutuplaşıyoruz da kutuplaşıyoruz" diye ortalığı ayağa kaldıranlar Yenikapı'da
oluşan bu uzlaşı karşısında
"onun sapı bunun kökü" demeye başladılar bile.
İyi de oluyor aslında. Böylece herkes görüyor işte, kimlerin derdinin gerçekten toplumsal uzlaşıymış, kimlerinse goygoyculuk ve felaket tellallığı...
***
DUA ET Kİ "KAZIK" DEĞİL HUKUK DEVLETİ
Zaman'ın eski yazarlarından Mümtaz'er Türköne dün 15 Temmuz darbe girişimiyle ilişkisi olduğu iddiasıyla tutuklandı.
Suçlu olup olmadığına bağımsız yargı karar verecek.
Ancak aklıma Türköne'nin darbecilerle ilgili eskiden yaptığı bir öneri geliyor. Kendisi darbecilerin
"yağlı kazığa oturtulması" gerektiğini ancak böyle akıllanacaklarını söylemişti.
Acaba bu eski önerisi aklına geliyor mudur Türköne'nin?
Eminim bir
hukuk devletinde yaşadığına dua ediyordur şimdi.