Partilerin 1 Kasım adayları açıklandı. Şüphesiz yine adayları en çok konuşulan AK Parti. Bir önceki seçimde en yakın rakibine 16 puanlık fark atan partinin tartışma konusu yapılması tabii ki doğal. Ne var ki AK Parti listelerindeki isimleri incecik bir elekte sallayanların, kadın polis memurunu sıkıştırdığı o görüntü aklımızdan gitmeyen vekilin "tacizci" kontenjanından mı CHP adayı yapıldığını sorgulamamaları ibretlik.
Ben genelde AK Parti listelerinde bir denge görüyorum. 7 Haziran seçimlerinde partinin oylarında düşüşe neden olan hataların büyük oranda giderildiği görülüyor.
Ancak listelerden ziyade, AK Parti gibi kurucusu Tayyip Erdoğan'ın misyonuyla özdeşleşmiş bir partinin seçim başarısının, söylemleriyle alakalı olduğunu hepimiz biliyoruz.
AK Parti'nin Erdoğan'ın başlattığı ve ülkenin son on yılda başını kaldıran "Yeni Türkiye" perspektifini talileştirmesi halinde altından adaylar da çıkartsa istediği başarıyı yakalayamayacağı ortada. Dolayısıyla, bir önceki seçimde, kişisel bekaları ve pozisyonlarının şekillendirdiği önerilerini dışarıdan AK Parti'ye dayatan ikbal pervanelerine bu kez prim verilmemeli. 7 Haziran'da fena halde yanıldıklarını hep birlikte görmedik mi?
Esayan Meclis'te olmalı
AK Parti listelerinde keşke başka türlü olsaydı dedirten noktalar da var elbette. Örneğin Kürt vatandaşların yaşadığı metropollerde Kürt adaylara daha fazla ağırlık verilebilirdi. Ermeni Cemaatinden yıllar sonra parlamentoya giren Markar Esayan'ın iki sıra geriye düşürülerek 14. sıradan listede yer bulması da sorunlu. Parti belki Esayan'ın popülerliğinden yararlanarak arada kalan adayları seçtirmeyi hedeflemiş olabilir.
Ama yine de, partinin misyonunu cesur söylemleri sahiplenen, zor zamanlardaki dik duruşu ve sahada hepimizi hayran bırakan performansıyla Esayan'ın daha iyi bir yeri hak ettiği kesin.
İstanbul ikinci bölgedeki seçmenlerinin bu seçimde Esayan'a daha yoğun destek vereceği ve temsilcilerini Meclis'e taşıyacağına inanıyorum.
Kuşkusuz, geçen sene Kars'ta başarılı bir seçim çalışması yürüten hukukçu Mehmet Uçum'un eksikliği de hissedilecektir.
Boynukalın aday gösterilmeliydi
Ahmet Hakan AK Parti aday listelerinin açıklanmasından "önce" Başbakan Davutoğlu'na seslenerek Abdurrahim Boynukalın'ın yeniden aday gösterilmemesi gerektiğini yazdı.
Nedeni biliyorsunuz, dün de yazdım. Boynukalın Dağlıca'dan şehit haberinin geldiği gece bir grup arkadaşıyla Hürriyet'in önüne gitmişti. Gençler, bu acı gelişme henüz sıcaklığını korurken, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ATV'de yaptığım söyleşideki sözlerini halkı galeyana getirmek için çarpıtan gazeteyi protesto etmişlerdi.
Yalanını kabul edip kaldıran gazetenin yazarı Hakan, cuma günü açıklanan listelerde Boynukalın'ın ismi yer almayınca da dünkü yazısında Davutoğlu'nu tebrik etti.
"Asgari bir sağduyu son tahlilde AK Parti'ye hakim olabiliyormuş!"
Bunların sağduyudan kasıtlarının, "hah şöyle sözümüze gel"den başka bir şey olmadığı ortada.
Boynukalın'ın, başarıyla yürüttüğü Gençlik Kolları'ndaki çalışmalarını aksatmamak için kendi isteğiyle aday olmadığını biliyoruz. Ben Davutoğlu'nun Hakan'ın üzerine yıkmaya çalıştığı gibi bu konuda bir geri adımının söz konusu olacağını sanmıyorum.
Ama yine de Başbakan, Boynukalın'ın ince tavrına rağmen adaylığında ısrarcı olabilirdi. Böylece günlerdir Gülen Çetesi'nin, Aydın Doğan'ın tasmalılarının ve solcu faşistlerin Boynukalın hakkında yürüttüğü lince hakkaniyetli bir cevap verilmiş olurdu.