CHP'nin bir Hatay vekili var. Hani seçimler öncesi Hatay'daki "Barışa çığlık" isimli festivalde "Sevgili Antakyalılar söz bitti; artık bir şeyler yapmak zorundayız! Muhtarlar, emlakçılar, ev sahipleri! Sakın ha, sakın evlerinizi bunlara (Suriyelilere) kiralamayın, yarın öbür gün size döner bunlar!" sözleriyle hatırladığımız. Enternasyonalistliği Suriye sınırlarını aşamayan bu zat güya devrimcidir. Ama yine de, her dilde tercümesi "çaresiz" olan mültecilere, bir kukuluxklan üyesi gibi saldıran bu arkadaşa "ırkçı, ayrımcı" diyemezsiniz. Esad yanlısı olduğunu ise iddia bile edemezsiniz. Dava açar!
Hâlâ çıkartamadınız mı? Haklısınız, ortalık kendisine solcuyum dediği halde Esad'ı "devrimci" gören onun katlettiği çoluk çocuk 300 bin sivile ise "terörist" yaftası yapıştıran faşistlerden geçilmiyor. Biraz daha yardımcı olayım.
2011 seçimlerinde, daha önceleri "düzen partisi" ilan ettikleri CHP'den milletvekili adayı olmak için çırpınmıştı. Ancak 6. sırayı kapabilince de seçilemeyeceği için istifa etmişti. Ama böyle söyleyemezdi elbette. Hemen eski solculuğuna sarılmış ve Ergenekon davası sanıklarını hatırlatıp "Haberal ve Aygün'le aynı çatı altında olmak istemedim" demişti. Sanki adaylık için yırtınırken bu isimler de aday değilmiş gibi...
Derken, 7 Haziran seçimlerinde bir kez daha CHP'den aday oldu bizim "Yetenekli Bay Ripley." Evet evet, şarkıcılık günlerinde hatıralarını tepe tepe kullandığı Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının idamına onlarca vekiliyle "evet" diyen partiden. İyi de benim diyen Ergenekon sanıkları ve binyıllık sağcılar yine partiden aday değil miydi 7 Haziran'da da? Hatta çoğu da meclise girmişti. Olsundu, bizimki seçilebileceği üst sıralardan adaylığı garantilediği için sağı solu sorun edecek durumda değildi elbette. Bu denli manevra kabiliyeti olan biri elbette politika saflarında yer bulacaktı, nihayet çok arzu ettiği mebusluğa seçildi beyefendi. Yuvarlandı ve CHP'sini buldu!
Yargıya tarihini sildiriyor
Tamam fazla uzatmayayım, Vikipedia'daki öz geçmişiyle vereyim size adını. "Hilmi Yarayıcı. 1988-1995 arasında Grup Yorum'la çalıştı bu tarihten sonra gruptan ayrılsa da konser ve albüm çalışmalarına destek verdi. Grup Yorum'un efsane solisti olarak bilinir."
Size bu zat-ı muhteremi tanıtacağım derken yine aldık mı başımıza işi? Zira Bay Hilmi adının Grup Yorum'la anılmasına çok kızıyor. Hatta bunu yaparsanız, kendisine de epeyce çektiren, eskiden "düzenin yargısı" dediği makamlara başvurup sizi şikâyet ediyor.
Ama Ahmet Hakan gibi, Yorum günlerine atıfta bulunup "İnce Memed'i çok iyi okur" diyerek pr'ını yapanlara değil elbette.
Geçenlerde beni de şikâyet etmiş Bay Hilmi, jargonlarıyla söylersek, "düzenin yargısına!"
Aşağıda tekzibini okuyacaksınız.
Evet, Hilmi yine başardın. Mahkeme kararıyla, yıllarca ekmeğini yediğin, hatta sana bugün mebusluk kapılarını açan Grup Yorum'la alakan olmadığını ilan ettin. Daha da ilginci, mahkemeye, müziklerindeki sloganlarına inananların, sana ve eski grubuna sempatiyle bakanların, sırtlarına basarak yükseldiklerinin "teröristliğini" de tescillettin. Adının o yapıyla anılmasının "kişilik haklarını zedelediğini, sana zarar verdiğini" resmen savundun. Ben sana daha ne diyeyim?
Gerisini sana inanmış olanlar ve inanacaklar düşünsün. Ama pek çok kişinin, eskiden muhteşem okuduğun Cemo'yu şimdi dinlerken şu tekerlemeyi hatırlamadan geçemeyeceğini de sen düşün. Hoş takmassın sen böyle şeyleri ya...
"Alnında yıldızlı bere, elinde Hürriyet gazetesi, yakasında CHP rozetiyle mebusluk yapmak var ya..."