Cumhurbaşkanının ve hükümetin farklı görüşler belirtmesi ve kimi Ak Partililerin polemiğe girmesi üzerine yapılan "büyü bozuldu" tasviri çok tuttu. Buluş muhafazakâr bir gazeteciye ait ama ışık hızıyla anonimleşti. Tekerlemeyi tutturan muhalif gündüz düşlerine dalıyor.
12 yıldır iktidarda olan bir parti hakkında üretilebilmiş en ciddi "çözülme senaryosunun" bu terminolojiyle ifade edilmesi acıklı değil mi? Durumunuz bu kadar mı vahim? Tüm ilkelerinizi, hukuku, ahlakı bir kenara koyarak ancak "hissediyorum" seviyesinde bir muhalefet mi örgütleyebildiniz?
Halkın teveccühünün nasıl kazanılacağına dair aklınıza gelen olasılıkların en dâhiyanesi, gerçekten büyü yoluyla iktidarın 12 yıl elde tutulabileceği mi? Kurucusu siyasi yasaklıyken örgütlenen, muhtıraları, hukuk darbelerini ve sokak kabadayılıklarını atlatıp ve 9 seçimde oyunu artırarak ilerleyen bir partiden bahsediyorsunuz. Ortadaki başarının nesnel koşullarla hiçbir alakası yok da hikmeti sanrılarda mı arıyorsunuz?
Ülkede çoğunluğu oluşturan dezavantajlı kesimlere yönelik sosyal ve ekonomik politikalar... Orta sınıfın yüzde 20'den yüzde 40'a çıkması...
Dev altyapı projeleri... Kişi başı gelirin 3000 dolardan 11 bin dolara yükselmesi... Öngörülebilir piyasa koşulları... Askeri vesayetin tasfiyesi... 2 yıldır devam eden çözüm süreciyle 50 bin kişinin canına mal olan 40 yıllık savaşın bitirilmesi...
Büyü mü bunlar? Büyüyün artık!
Kartal'daki evinden İkitelli'deki işine daha önce 4 saatte giderken, artık 3 saati yatağında geçiren bir emekçinin, iki Ak Partili atışıyor diye seçmen reflekslerini değiştireceğine inanıyor olamazsınız! Ya da dağdaki, askerdeki evlatlarının eve sağ salim döneceğinden düne göre daha emin olan ebeveynin, Hakan Fidan MİT'e geri döndü diye gayri oyunu savaşçı cepheye atacağını mı sanıyorsunuz? Kaldı ki şahit olduklarımız her siyasi parti için doğal olduğu gibi, AK Parti'de de ilk kez yaşanmıyor. Bakın Halk TV'ye, partisiyle yollarını ayırıp muhalefete eklemlenen Abdüllatif Şenerlerin bini bi para.
Ha siyaset biliminden, ekonomiden, seçmen sosyolojisinden çakmıyorsanız ve illa gizemli sulardan tespit "yazıktırmak" istiyorsanız, okey. Aradığınız vudu büyüsünü, kılını kıpırdatmasa bile muhalefet pozisyonundan ötürü oy alması gerekirken kaybeden partilerde ısrarcı seçmende bulabilirsiniz. Laf aramızda aslında hiçbir şey yapmasanız daha iyi ya. Zira Ak Parti'ye 12 yılda "belki" etkiyen iktidar yorgunluğunun muhalefeti bile sizden daha hızlı ve yapısal.
ODTÜ'de bir hayalet...
Madem büyüden başladık, mistik havayı bozmadan yürüyelim. Haberiniz var mı? "Dinci gerici öğrenciler ODTÜ mescitlerini kullanmak suretiyle okulda örgütleniyormuş." Başka? "Mescit ve topluluklar yoluyla etkinlikler düzenliyorlarmış." Bu da yetmezmiş gibi "Evrim ve bilim karşıtı bildiriler" dağıtıyorlarmış.
Yo, bu enformasyon Ankara Sıkıyönetim Komutanlığı'nın 120 nolu bildirisinden değil. ODTÜ'lü öğrencilerin kampustaki cami'de düzenledikleri "Asrı Saadetten Günümüze" isimli etkinliğe saldırıp, insanları darp ettikten sonra solcu çocukların kaleme aldığı metinden.
Bravo çocuklar, olmaz ama olur da bir gün devrim yaparsanız paryalara tanıyacağınız haklar ve özgürlükler konusunda ne güzel fikir veriyorsunuz.
Ha bu arada "ODTÜ'lü devrimcilerin" bildirisinin sonunu da verelim ki, haksızlık olmasın: "Aklı, bilimi, eşitliği ve özgürlüğü savunmaya devam edeceğiz!"
Evet, ODTÜ'de bir hayalet hâlâ dolaşıyor; değişmesi gereken bir sistem için yola çıkıp, değişmeyecek kurallar üzerine yemin eden faşizmin ve gericiliğin hayaleti.