Türkiye'nin en iyi haber sitesi
RASİM OZAN KÜTAHYALI

FETÖ’nün sosyo-kültürel zemini

Normalde hukuksal bir metin olduğu halde HSYK Genel Kurulu'nun gerekçe kararında örgütün sosyo- kültürel ve zihinsel yapısı da başarıyla irdelenmiş. Sosyal bilimci akademisyenlerin yapması gereken çalışmayı HSYK'nın hukukçuları yetkin şekilde yapmış. Bu durum şu anki HSYK'nın genel entelektüel kalitesini de göstermesi açısından umut verici.
60 sayfalık gerekçede örgüte üyelik için kesin bir kriter bulunmadığı belirtiliyor. Türk, Kürt, Laz, Çerkez, Ermeni, Sünni, Alevi, hatta yapıya uzak gibi duran gruplardan, ateist ya da Yahudi, Hıristiyan dinlerine inananlardan da paralel yapılanma içinde yer alan çok sayıda kişi mevcut...

***
Bir başka ifade ile FETÖ'ye üyelik için dindar olmak veya inançlı olmak şartı aranmadığı gibi Müslüman olmak da gerekli değil. Bu örgütün içinde her türlü suça bulaşmış, alkol müptelası, kumarbaz, hırsız, tefeci, rüşvetçi kişiler de var. Ancak örgüt anlayışında, dini vecibelerin yerine getirilmesi veya Kur'an'ın yasakladığı eylemlerden kaçınmaktan ziyade, 'para' öncelik arz ettiğinden, himmetini veren kişinin işlediği suçun veya günahın bir önemi bulunmamaktadır...
***
Meşru olmayan yollardan elde edilen kazançtan örgüte istenen pay verilmiş ise işlenen günahın ya da suçun üzeri örgüt tarafından organize şekilde örtülmektedir.
FETÖ'nün örgütlenmesi askeri bir örgütlenmeden çok az farklar içermekte, sözde liderin verdiği kararı sorgulama anlamına gelecek her düşünce, eylem veya tavır kuvvetle ezilmekte, Gülen'in ve ona bağlı diğer yöneticilerin tüm talimatları, aklın da ötesinde bir kutsiyet kazandırılarak uygulanmaktadır...
***
Sözde lider Gülen, söyledikleri ve yazdıklarıyla bağlı olmayıp ilahi bir emir olarak kendini din, ahlak, hukuk kurallarıyla bağlı saymamakta, örgütünü ve kendini, devlet düzeninin içinde değil, önünde ve üstünde görmekte, örgüt mensuplarına göre söylediklerine aykırı hareket etme, onları değiştirme, her türlü yasağı kaldırma, yepyeni bir yasak getirme yetkisini haiz ve daha da önemlisi, dini hükümleri değiştirebilen bir otorite, insanüstü bir varlık olarak kabul edilmektedir...
***
Öyle ki bu insanüstü varlığın yarım bıraktığı yiyecek atığı veya suyu, içeceği bile olağanüstüdür. Örgüt üyeleri onun içtiği çay veya suyun artığını içmek için sıraya girer ve ona kutsiyet atfederler. O peygamberler, evliyalar ve diğer din büyükleriyle mana âleminde buluşan ve görüşen onlarla istişare eden bir kimsedir. Ev ve yurtlardaki dini olduğu söylenen sohbetlerde işlenen önemli temalardan biri budur. Bir kimse bu temaya iman etmediği müddetçe gerçek bir üye olamaz ya da onların ifadesiyle iman etmiş sayılmaz...
***
Çocuğu olmayan örgüt mensupları, sözde liderlerini görmek için ABD'ye gidip Pensilvanya'da kendisinden aldıkları 'okunmuş hurma'yı yiyerek çocuk beklemektedir. Söz konusu halet-i ruhiye, yüksel tahsil yapmış örgüt üye ve mensupları için de geçerlidir. Örgüt mensubu hâkim ve savcıların inanmışlık ve örgütün sözde liderine bağlılık düzeyini göstermesi bakımından HSYK İkinci Dairesi'ne intikal eden soruşturma dosyasına konu olan İstanbul 18'inci Asliye Ceza Mahkemesi Hâkimi İlhan Karagöz'ün karar kisvesi altında yazdıkları, yargı adına utanç verici niteliktedir...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA