1 Kasım 2015'teki yüzde 50 başarısı AK Parti için büyük zaferdi... Fakat bu zafere rağmen Kasım 2015 itibariyle yekvücut bir Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti yoktu. Devlet kurumları arası gereken iletişim ortamı dahi yoktu...
***
Maalesef Kasım- Aralık 2015 ortamında bütünlüklü ve güçlü bir Türk hükümetinden eser bile yoktu. AK Parti zaten darmadağın haldeydi. Bazı makamların danışmanları birbirini yemekle ve sadece kendi çıkarları için iktidar kavgası vermekle meşguldü. Başka hiçbir devlet işleriyle ilgilenecek halleri kalmamıştı.
***
İşte 24 Kasım 2015 tarihinde yaşadığımız felakete bu ortamda gelindi. Bu iktidar boşluğundan faydalanan
FETÖ 24 Kasım 2015 günü Türk devletine yönelik en ölümcül operasyonlarından birini çekti ve sınırda gereksiz yere bir Rus uçağını düşürdü. 15 Temmuz vahşetinden sonra tutuklanan FETÖ mensubu alçak bir F-16 pilotu tarafından Rus uçağı düşürüldü...
***
Milletin çoğunluğu gereğini yapmıştı ve yüzde 50'yi vermişti. Devletimizin
en güçlü olması gereken dönem en zaaf içinde
olduğumuz dönemdi. Koalisyon hükümeti
olsa ancak bu kadar zayıf olunabilirdi.
Kağıt üzerinde Türk devleti haklıydı çünkü
angajman kurallarına uygundu bu olay.
Diğer yandan zaten uzun süredir Rus uçakları
kağıt üzerinde bu kuralları ihlal ediyordu
ama bu görmezden geliniyordu. Türk uçakları
da başka angajman kurallarını deliyordu
ve karşı taraf da onları görmezden geliyordu.
Pratik olarak bir Rus uçağını düşürecek hiçbir mesele yoktu aramızda...
***
24 Kasım 2015'te FETÖ Rus uçağını düşürdü ve
Türkiye'ye yaptığı en büyük dış operasyonu yaptı.
Rusya ile Türkiye arasında berbat bir dalaşma süreci başladı... Türk devlet yönetiminin o dönem yaşadığı kaos devlet yöneticilerinin yaptığı açıklamalara da yansıdı ve Rus uçağının düşürülmesini bizimle beraber öğrenmiş bir devlet adamımız 'Rus uçağının düşürülme emrini ben verdim' gibi aşırı seviyede sorumsuz bir açıklama yaptı...
***
O açıklamadan sonra zaten herkes
'Pilavdan dönenin kaşığı kırılsın' kafasıyla davranmak zorunda kaldı ve Rusya ile ilişkilerimiz berbat seviyeye düştü. Türk Devleti FETÖ yüzünden lüzumsuz bir kavgaya girdi. Bizler de o dönem bu ortama uymak durumunda kaldık. Bizim gazetenin
Türkiye Cumhuriyeti'ni yansıtan hayati pozisyonu ve Türk Devleti için önemi gereği başka tavır mümkün değildi...
***
24 Kasım 2014 FETÖ kumpasından 4 ay sonra dayanamayıp ben gerçeği kimseye sormadan tüm çıplaklığıyla yazdım. Bu yazı sebebiyle devlet içi kriz çıktı ve bu durum nerdeyse 2 ay sürdü. O sürecin detaylarını şu an yazmayacağım. 15 Temmuz vahşetinden sonra 24 Kasım 2015 Rus uçağı operasyonunun da bir FETÖ kumpası olduğu devlet kurumlarının tamamı tarafından anlaşıldı...
***
Erdoğan-Putin görüşmesinin basın toplantısında gazetecileri heyecanlandıracak fazla bir açıklamanın gelmediği bol bol yazıldı. Fakat esas mesele bu görüşmenin yapılması ve hakiki bir mutabakat zemini yakalanmasıdır. Erdoğan-Putin görüşmesinin olması dahi çok çok önemlidir ve bunun önemini de en çok Amerikalılar bilir. 9 Ağustos 2016 görüşmesi teröristbaşı Gülen'in iadesini sağlayan sürecin başlangıcı olacaktır bile denilse abartı değildir...