Bundan üç sene önce Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi utanç verici bir karara imza atmıştı. İki Fransa yurttaşı Müslüman öğrenci jimnastik derslerine başörtüleriyle alınmamıştı. Öğretmenleri başörtülerini çıkarmaları için ikaz etti. Kızlar, çıkarmak istemedi. Esma Nur ve Belgin Doğru bu sebepten okullarından atıldılar. Fransız iç hukuk süreci, bu atılma kararını haklı buldu. Başörtüsüyle okuma hakkı talep eden kızlar son umut olarak AİHM'ye başvurdular, haklarının ihlal edildiğine dair şikâyette bulundular. AİHM ise bu şikâyeti incelemeye dahi gerek duymadığını bildirdi ve başvuruyu reddetti.
***
İslami inanç ve yaşam tarzına dair Avrupa'nın genel zihin haritası berbat durumda. İslam ve Müslümanlar söz konusu oldu mu birçok "
liberal" "
demokrat" Avrupalı faşizan bir dil ve zihniyetle konuşuyor. Bu faşizanlığı ırk ve etnisite üzerinden değil, "
sekülerlik" "
uygarlık" gibi kavramlar üzerinden yapıyorlar... AİHM de Avrupalı Müslüman unsurları "
uygarlığa entegre edilmesi gereken ilkel unsurlar" olarak gören faşizan modernist zihniyetin hükümranlığında bugün. Avrupa Müslümanlarını "
eşit yurttaş" görmeyen o sorunlu bilinçaltı genel Avrupa zihninde egemen. Müslümanlar "
Millet-i sadıka" olmalı, "
Uygarlık"ın icap ettirdiği şekilde "
Avrupalılaşmalı"lar. Aksi takdirde "
haddini bilmek"le mükellefler.
***
İslam meselesinde genel Avrupa zihni şu an hastalıklı durumdadır. Başörtülü insanlara özgürlüğü "
lütfeden" yukarıdan bir bakışla "
hoş gören", "
Şuralara girebilirler de buraları olmaz" diyen bir anlayışı utanç verici buluyorum. Bizde de halen başörtülü polis, subay, vali, savcı ve hâkim olmak yasak. Recep Tayyip Erdoğan hükümetinin bu yasakları da derhal kaldırması zorunludur.
***
Avrupa'nın hastalığı İslam meselesi... Ya bizim asırlık kronik hastalığımız nedir? Bu ülkenin kara kutusu Ermeni meselesidir. Bu mesele etrafında geçtiğimiz hafta Başbakan Erdoğan'ın girişimi büyük bir devrimdir. Erdoğan'ın yayınladığı metin Halil Berktay'ın söylediği gibi mükemmel ötesidir. Asla göstermelik diplomatik- politik bir hamle değildir; sonuna kadar vicdanlı ve içten bir metindir. Erdoğan'ın adil duruşu bu topraklarda "
nevzuhur" değil, bunun da bilinmesini isterim.
***
Erdoğan'ın bu erdemli devlet adamı tavrı 1915'te Büyük Felaket yaşanırken de şerefli ve ahlaklı duruş gösteren devlet adamlarımızın devamıdır. 1915 kahramanlarının ruhunu şad etmiştir Başbakan Erdoğan.
***
Tehcir kararı kendisine tebliğ edildiği anda reddetme şerefini gösteren Kütahya Valimiz Faik Ali Bey'in mesela. Başka şehirlerden sürgün edilip perişan halde Kütahya'ya varabilen Ermenilere sahip çıkılması için maiyetine emir veren bu şerefli devlet adamımızın... Kütahya Ermenilerine din değiştirmelerini dayatan, "
Ya topluca ihtida edersiniz ve burada kalırsınız ya da tehcir kafilelerine katılırsınız" diyen şehrin haysiyet yoksunu polis müdürünü görevden alan, "
Ermenilere karşı mezalime Kütahya Türkleri bugüne kadar katılmadı, bugünden sonra da katılmayacak" diye şehrin idare meclisinde haykıran onur abidesi bir devlet adamıydı Faik Ali. Kütahyalı diye bir soyadım varsa, Faik Ali Bey gibilerle onur kazanan bir soyadı bu. İşte Erdoğan da böyle onurlu geleneğin bir devamıdır.