6 Mart gecesi Başbakan Erdoğan ile atvaHaber için yaptığımız söyleşinin en önemli kısımlardan biri Erdoğan'ın başında olduğu AK Parti'nin mensuplarına yönelik eleştirel tavrıydı bence...

***
Programın sonlarına doğru Başbakan'a aynen şöyle sordum: "Bu noktada sizin partiniz AK Parti'yi eleştireceğim.
Bu paralel örgüt noktasında cesaretle konuşan AK Partili sayısı bir elin parmaklarını geçmiyor. Nerde bu AK Partililer? Şantaj montaj kasetleriyle onlar da kilitlendi?
Korkuyorlar mı?"

***

Ben Erdoğan'ın AK Parti Genel Başkanı kimliğiyle partisini savunacağını ve siyaset yapacağını düşünmüştüm ama Başbakan bu soruya "Bu durumdan ben de çok rahatsızım" diye kendi partisini eleştirerek cevap verdi. Hem milletvekillerine hem bakanlarına hem de tüm mensuplarına sitem etti ve seslendi: "Şimdi konuşmayacaklarsa ne zaman konuşacaklar" dedi. "Hâlâ çekiniyorlar hâlâ 'birilerini kırar mıyım' diye düşünüyorlar. Kırılıp kırılmayacak hal mi kaldı" dedi. "Eğer bir İstiklal Savaşı verdiğimizi söylüyorsak herkes cesur olmalı" dedi.
***
Paralel örgüt AK Partililerin böyle bir dönemde susması için şantaj montaj kaseti biriktirmiş ve imal etmiş olabilir. Ama bunların en çok sayıda olanı bizzat Recep Tayyip Erdoğan için istiflendi ve her gün birkaç şantaj kaseti piyasaya sürülüyor. Fakat Erdoğan bu şantajlara boyun eğmeden her gün paralel örgüte meydan okuyor. Paralel örgütün arkasındaki sempati dibe vurmuş durumda. Sonuç olarak kamuoyu vicdanında bu paralel yapı kaybediyor.
Paralel örgütün adice ve alçakça bir şantaj çetesi olduğunu herkes daha iyi anlıyor.
Bu tiksindirici şantaj yöntemleriyle ortaya ne dökülürse dökülsün AK parti tabanını ve sağduyulu çoğunluğu etkilemiyor.
***
Bu köşeden tüm AK Partililere buradan sesleniyorum: Ellerinde mahrem hayatınızla ilgili ne olursa olsun siyasi hayatınız etkilenmez. Tam aksine siz tırsıp korktukça kendi geleceğinizi karartıyorsunuz. Millet cesur olan siyaset adamlarını seviyor. Tırsakları değil. Bakın AK Partililer, birkaç gün önce bir medya patronunun aile hayatına saldırı niteliğinde iğrenç bir montaj kayıt yayınlandı.
Fakat bir zerre etkisi olmadı geçti gitti.
Başbakan'a yakın birine de aynısını yaptılar.
Zerre etkisi olmadı. Toplum artık büyük bir şantaj çetesinin varlığının farkındalığıyla olası bütün kirli operasyonları satın aldı. Bu yaşananlardan sonra Ergenekon ve Balyoz süreçlerine de güven kalmadı.
Toplum Ergenekon örgütü diye bir gerçek olduğuna hâlâ inanıyor. Fakat paralel örgütün Ergenekon'dan bile daha tehlikeli olduğuna da kanaat getiren aynı toplum. Türkiye toplumu şu son 6 ay içinde öyle kepazelikler, öyle iğrençlikler yaşadı ki milletin hayret eşiği çok düştü artık.
Sözün özü şu: Suskun kalan ve tırsan AK Partililer ileride siyaseten bunun bedelini öder.

***

Yarın AK Parti mensuplarını özellikle etkilemesi için kurgulanmış paralel bir tezgâhı yazacağım. 17 Aralık operasyonu kapsamında olmayan bir bakan bu operasyondan bir hafta önce verdiği bir demeç yüzünden önce alenen tehdit edildi. Evet adıyla sanıyla belli paralel elemanlar tarafından SMS'lerle tehdit edildi bu bakan. Bu yapılan tehdit tüm AK Parti çevrelerine ulaştırıldı.
Sonra da bu bakan apar topar 17 Aralık dosyasına dahil edildi. Yarın okuyacaksınız.