Artık her şey ortaya çıktı. Büyü bozuldu. Korku duvarı aşıldı. Artık kimse cemaat yapılanmasını manevi bir hareket olarak görmüyor. Şu an tüm Türkiye devletteki gücüyle yurttaşların sivil ve özel alanını da boyunduruğu altına alan bu paralel yapılanmayı konuşuyor. Cemaatin özellikle yargıdaki gücünü nasıl bir şantaj ve tehdit aracına döndürdüğü herkesin gözleri önünde cereyan ediyor. İşte Ali Sabancı'nın Mustafa Koç'un ve Turgay Ciner'in acınası hali ortada...
***
İş dünyasında zaten herkesin bildiği mevzuydu bu. Etiler'deki meşhur lokantada herkesin birbirine fısıldadığı cemaat kafeslemeleri mevzusu kamusal alanda da açıkça söyleniyor artık. Ali Sabancı ve Mustafa Koç açıkça Fethullah Gülen'e biat ediyor. Hele Sabancı'nın hali tam bir felaket. Peki niye normalde nefret ettikleri ve ağlamalarıyla dalga geçtikleri Gülen'e biat ediyorlar? Beyaz Türkler de çok özendikleri Koç ve Sabancı gibi adamların tiksindikleri bir imama kul köle olmalarından ötürü şok yaşıyorlar. Neden?
***
Anlatalım. Muhsin Yazıcıoğlu'nun düşen helikopteri Ali Sabancı'ya aitti. İşte bu yüzden cemaat yargısının Ali Sabancı'nın boynuna yuları astığı konuşuluyordu. Sabancı'nın hem kendisi hem de yakınları cemaatin bu bahaneyle yapacağı bir operasyondan korkuyordu.
Aydın Doğan'ın damadını her an Yazıcıoğlu'nu öldüren örgütün üyesi olmaktan tutuklayabilirlerdi. İmamlar bir şeye karar verdiyse cemaat yargıçları için kanıta ihtiyaç yoktu.
***
Yazıcıoğlu cinayeti davası sırf bu operasyonel amaç için elde tutuluyordu. Hatta NTV santralinden aramalar gibi saçma sapan nedenlerle zorlayarak Ferit Şahenk'e bile işi uzatmak istiyorlardı. Daha bu şekilde kafeslenmiş yüzlerce işadamı var. Artık kafeslenenlerin de çıkıp bazı şeyleri itiraf etme zamanı gelmiştir. Korkunun ecele faydası yok. Size yapılan hukuksuzlukların engellenmesini istiyorsanız yani gerçek devletin paralel devlete karşı sizin hukukunuzu korumasını istiyorsanız sizi kafesleyenlerden korkmadan çıkıp bazı şeyleri anlatacaksınız.
***
Kendine yargı eliyle yapılan şantaj konusunda Ali Sabancı öncü olabilir.
Belki de kayınpederi Aydın Doğan'la müzakere edip ortak açıklama yapmakta fayda görürler. Konda'nın son anketi Aydın Bey'in önüne gelmiştir şu saatlerde. Bu kadar yıpratmaya kasetlere vs rağmen AK Parti'nin oyu hâlâ yüzde 48. Millet inadına Erdoğan diyor. Akıllı olmakta yarar var.
***
Bu vesileyle rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu'nun hatırasının da nasıl iğrenç şekilde istismar edildiğini öğrenmiş olduk. Aynı şeyi aynı yargı cuntası Turgut Özal'ın öldürülmesine dair olan soruşturma konusunda da yaptı.
Millet hem Özal'a hem de Yazıcıoğlu'na ne olduğunun araştırılması ve soruşturulmasını istiyor. Cemaat yargısı ise bu adalet talebini fırsat bilerek korkutmak ve kafeslemek istediği ne kadar adam varsa hepsini bu torbaya dolduruyor. İki dava da tamamen uyduruluyor.
Aslında her dava bahane. Maksat Türkiye'nin her noktasına cemaat hegemonyasını ve korkusunu yayabilmek. İmamlar kimin tutuklanacağına karar veriyor sonra bu mekanizma işliyor. Saçma sapan suç bağlantıları icat ediliyor. O da bulunmazsa sahte belgeler, sahte kanıtlar üretiliyor.
Yarın bu hayati mevzuya devam edeceğiz.