Türkiye'nin en iyi haber sitesi
KEREM ALKİN

80. yılında Bretton Woods ve fiyasko

Küresel sistemde bugün basılı olarak tedavülde olan ABD doları miktarı yaklaşık 2.2 trilyon dolar civarında. Buna karşılık, küresel finans sisteminde tasarruf olarak tutulan, kredi olarak dönen, dolar cinsinden piyasaya sürülmüş kamu ve özel sektör tahvillerini, üstüne merkez bankası rezervlerinde duran ABD doları miktarını alta alta topladığınızda karşınıza 1 katrilyon doların üzerinde, tedavüldeki fiziki dolar miktarının bin katı bir değer çıkıyor. Sadece ABD ekonomisinde kaydi para olarak ifade edebileceğimiz geniş para arzı tanımı olan M2 ile ABD ekonomisinde fiziki olarak dolaşımdaki parayı karşılaştırsak yüzde 11. Dünyada fiziki olarak var olan dolar miktarını farklı kupürlerde banknot olarak saydığımızda 50 milyar adeti geçen kupürden söz ediyoruz.
Oysa, bu hafta 80. yılı kutlanan, Uluslararası Para Fonu (IMF), Dünya Bankası ve aynı adı taşıyan bir uluslararası bir para sisteminin kurulmasını sağlamış olan Bretton Woods Anlaşması küresel ekonomik sistem için dünyanın önde gelen ekonomileri için uzunca bir süredir umut edilen istikrarlı bir küresel kur sistemini vadediyordu. 1944'de hayat bulan uluslararası sistem, çok değil, 25 senede dağıldı. 1970'lerin başlarından bu yana, uluslararası ekonomik sistemde 'kirli dalgalanma' olarak anlandırdığımız, küresel finans sisteminin aktörleri, ama daha çok büyük spekülatörlerin insafına kalmış, merkez bankalarının kendi para birimlerinin değerini korumada giderek daha zayıfladıkları bir 55 yıllık dönemi geride bırakmış durumdayız. ABD bizzat kendi eliyle doların altına konvertibilitesini sona erdirmiş olsa da, ilk etapta ülkeler doları rezerv para olarak tutmayı sürdürdüler.
1950'lerin başlarında altının dünya merkez bankaları rezervlerindeki payı yüzde 70 iken, Bretton Woods sayesinde ABD'nin doların rezervlerdeki payını 20 yıl içerisinde yüzde 70'e çıkarmayı başardı. Bretton Woods Sistemi yıkılınca bir ara küresel rezervlerde altının payı yüzde 60'a kadar tekrar yükselse de, G7 ülkelerini New York'a davet eden ABD'nin The Plaza Oteli'nde yapılan toplantıda ülkeleri dolara sahip çıkmaya ikna etmesi sonrasında (The Plaza Accord), ABD doları tekrar tahtına oturdu ve küresel rezervlerde altının payı 40 yılda yüzde 20'nin altına kadar geriledi. Bununla birlikte, 2000'li yılların başından bu yana ABD dolarının tahtı da zorda. 20 sene önce doların küresel rezervlerdeki payı yüzde 70'nin üzerindeyken bugün yüzde 55'e gerilemiş durumda. Bu süreçte, ortak para birimi euro treni kaçırırken, yuan, Kore wonu, Avustralya, Kanada ve Singapur doları ile kimi İskandinav ülkelerinin para birimlerinin küresel rezervlerde payının artması manidar.
Bretton Woods 80 yılda tarihin yapraklarına karışmış olsa da, bu hafta sadece sembolik bir yıldönü kutlanıyor olsa da, IMF ve Dünya Bankası 'biz hala burdayız ve sapasağlam ayaktayız' deseler de, ABD yönetiminin doları ve dolar cinsinden uluslararası ödemeler sistemini bilhassa son 10 yıldır artan bir tempoda 'silah' olarak kullanma eğilimi, esasen Bretton Woods'un ruhuna çoktan Fatiha okunduğu anlamına geliyor. Bu nedenle, önümüzdeki 10 yıl doların küresel rezervlerdeki payı yükselen para birimleri lehine gerilerken, küresel ticaret ve finans sisteminde pek çok güçlenen para birimi ile işlem hacminin artışı, yeni nesil uluslararası ödeme sistemlerine geçişi de, dijital paraların önemini de, küresel sistemde farklı bir parasal çeşitlenmeyi de beraberinde getirecektir.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA