Gerek Avrupa Birliği'nin (AB) ortak para birimi bölgesi olarak Euro Bölgesi, gerekse de ortak para birimi olarak euro için 2024 zorlu bir sınav yılı olacak. Yılbaşında gözlenen analiz ve senaryolar, euro-dolar paritesinin bu yıl 1,15 dolara doğru toparlanacağına işaret ettiği kadar, Avrupa'nın karşı karşıya olduğu ciddi ekonomik ve siyasi zorluklar nedeniyle paritenin yıl içeresinde 1,02 doları görebileceği öngörüsüne de işaret etmekte. Bu yıl, Avrupa için zorlu bir seçim yılı. Belçika, Avusturya, Portekiz, Slovakya, Hırvatistan ve Litvanya'daki seçimler bir yana, gözler esas 6-9 Haziran 2024 tarihleri arasında yapılacak olan Avrupa Parlamentosu (AP) seçimlerinde.
AB genelinde aşırı sağ partilerinin her zamankinden daha da güçlü bir şekilde AP seçimlerinden başarıyla çıkacağına dair beklenti iyice güçlenmiş durumda. Bu durum, kısa, orta ve uzun vadede AB genelinde para politikası, maliye politikası, çevre ve enerji politikalarına yönelik pek çok tartışmayı da beraberinde getirebilir. Ayrıca, AP seçimleri sonrasında AB Konseyi ve Komisyonu seçimleri de gerçekleşecek. AB'nin mevcut komisyonu daha çevreci, daha yeşil dönüşüm taraftarı, para ve maliye politikalarında daha 'sıkılaştırıcı' anlayışı temsil eden bir komisyon.
705 üyesinin yenileneceği AP seçimleri sonrasında, hem Avrupa Komisyonu, nem de Avrupa Konseyi'nin en üst düzey isimlerinde ortaya çıkacak olası değişiklikler, yukarıda belirttiğimiz stratejik alanlarda euronun değerini etkileyecek yeni politika değişimi arayışlarının tetiklenmesine sebep olabilir. Nitekim, AB Konseyi Başkanı Michel'in 6-9 Haziran'da yapılacak AP seçimlerinde aday olmaya karar verdiğini ve seçilirse mevcut görevini erken bırakacağını duyurması, AB'de şimdiden belirsizlik ve endişeye yol açmış durumda. Bu durum, AB'nin Ukrayna politikası, ekonomi politikaları, çevre ve enerji politikaları da ciddi bir sınamadan geçebilir.
Euro Bölgesi için bir başka önemli sınav da, 'Kovid-19' küresel virüs salgınından bu yana sürdürülen hane halkını ve KOBİ'lere yönelik destekleyici mali yardımların azaltılmasına yönelik tartışmalar. Mevcut AB Komisyonu, maliye politikaların sıkılaştırılmasına yönelik çağrılarını yinelemekte. Ukrayna Savaşı ve sıcak gerginliklerin yaşandığı Orta Doğu enerji türevlerinin fiyatlarında gevşemeyi engellerken, AB'nin bütününde hane halkı ve reel sektör yüksek enerji fiyatları ile boğuşurken, Komisyon'un enerji destek tedbirlerinin azaltılmasını üye ülkelerden talep etmesi, endişeleri artırması bir yana, AP seçimlerini de etkiler mi yönünde analizleri de hızlandırmış durumda.
Bu konuda en zorlu sınavdan geçen ülke ise Almanya. AB'nin kamu borç stoku ve bütçe kriterleri doğrultusunda, Almanya'nın borç tavanı süreci, Alman Anayasa Mahkemesi'nin geçtiğimiz kasım ayında hükümetin iklim ve enerji programları için finansman planının önemli bir bölümünü hukuka aykırı ilan etmesiyle iyice karmaşık hale gelmiş durumda. Anayasa Mahkemesinin kararı Almanya'nın kamu maliyesi alanında 60 milyar euroluk bir açıkla karşı karşıya kalmasına sebep olabilir. Almanya ve Avrupa genelinde ise, hane halkı ve reel sektör yeşil dönüşüm, iklim, yenilenebilir enerji gibi alanlarda yapmaları gereken yatırımlar için AB bütçe ve borç stoku kurallarının esnetilmesini talep ederken, bilhassa kimi ekonomistler mali disiplinden taviz verilmemesini savunuyorlar. AB'de yaşam standartlarına yönelik tartışmalar ile ABD başkanlık seçimlerine yönelik senaryoları da öngörü sürecine kattığımızda, euronun bu yıl zorlu bir sınavdan geçeceği aşikâr.