Türkiye'nin en iyi haber sitesi
KEREM ALKİN

‘İklim’i korumanın anahtarı ‘finansman’

31 Ekim'de başlayıp, 12 Kasım'da sona erecek olan Birleşmiş Milletler (BM) İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 26. Taraflar Konferansı'nın açılışında (COP26), BM Genel Sekreteri Guterres'in mesajları oldukça sertti. İnsanoğlunun ve önde gelen ülkelerin iklim konusundaki duyarsızlığıyla kendi mezarını kazmakta olduğu uyarısını dillendiren Guterres, havaya karbon salınımına seyirci kalarak insanoğlunun kendisini öldürmeye, biyoçeşitliliğe gaddarca muamelede bulunmaya, doğaya tuvaletmiş gibi davranmaya artık son vermesi gerektiğini vurguladı. Uygarlık net bir seçimle karşı karşıya. Ya insanoğlunu iklim değişikliğini durduracak, ya da iklim değişikliği uygarlığı sonlandıracak. Bu temel yaklaşım ve endişelere bağlı olarak, COP26'nın geride kalmış olan ilk 4 gününde, 'artık yeter demenin zamanı geldi' temasının öne çıktığını görüyoruz.
Genel Sekreter Guterres, iklim değişikliğiyle mücadelenin başarısız olmasının insanoğlu için adeta 'idam cezası' anlamı geldiğinin altını çizerek, küresel sera gazı emisyonlarının yüzde 80'inden sorumlu olan G20 ülkelerinin özel bir sorumluluk taşıdığını hatırlattı ve gelişmiş ülkelere iklim değişikliğiyle mücadelede başı çekmeleri çağrısı yaptı. Bu çağrı, pazartesi günkü yazıda, bilhassa gelişmiş ülkelerin iklim değişikliği ile mücadelede ve karbon salınımını azaltmada gelişmekte olan ülkeler üzerinde baskı kurmaya ağırlık vermek yerine, ellerini daha fazla taşın altına soktuklarını net olarak gösterecekleri daha 'adil' bir yaklaşım için mücadele etmeleri gerektiği noktasındaki değerlendirmemizle örtüşüyor.
Nitekim, Guterres, 'adil' bir ortak mücadele anlayışı ve sürecinin oluşturulması adına, bilhassa gelişmiş ülkelerin gelişmekte olan ülkelere enerji dönüşümü, dekarbonizasyon ve iklim finansmanı projeleri için, gelişmekte olan ülkelere her yıl kullandırmayı taahhüt ettikleri 100 milyar dolar iklim finansmanı taahhüdünü acilen yerine getirmeleri gerektiğini; 2030 yılına kadar gelişmekte olan ülkelere en az 1 trilyon dolarlık özel bir iklim finansmanı fonu oluşturmanın kaçınılmaz olduğunu altını çizerek tekrarladı. Birleşmiş Milletler Genel Kurul Başkanı Shahid ise, küresel ölçekte 210 trilyon doların üzerinde bir ekonomik varlığı yönetmekte olan özel sektörün gerçekleştirmek zorunda olduğu küresel yeşil geçişi ve yeşil enerjiye geçişi sağlayacak yatırımların etkisini ölçecek, etki analizi yapacak bir uluslararası ölçümlendirme sistemine ihtiyaç duyulduğunu vurguladı.
Bu ifade, geçtiğimiz haftaki G20 Liderler Zirvesi'nde nihai karara bağlanan küresel vergi reformu sonrasında, ülkelerin karbon ve iklim taahhütlerinin yerine getirilip getirilmediği, çabaların bir sonuç verip vermediği konusunda bir 'Göstergeler Tablosu' ve takip mekanizmasının oluşturulması, bilhassa iklim finansmanına yönelik yeni finansman yöntemlerinin geliştirilmesi konusunda Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü'nün (OECD) yeni görevler üstlenebileceği de doğrulamakta. Gelişmekte olan ülkelerin enerji dönüşümü ve iklim taahhütleri konusunda yepyeni, yönetilebilir, ülkelerin borç yükünü daha da yönetilemez hale getirmeyecek; ciddi çaba sarf eden ülkelerin daha ucuz finansmana ulaşmalarını sağlayacak bir 'ödüllendirme mekanizması'yla güçlendirilmiş bir finansman modelinin inşası, 'iklimi koruma'nın en kritik 'anahtar'ı olacak.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA