Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü'nün (OECD) 2015 yılından beri teknik çalışmalarını yürüttüğü ve 130 ülkenin şirketlerinin, bilhassa da çok uluslu şirketlerin ticari faaliyet yürüttükleri ülkelerde elde ettikleri kar paylarından üzerlerine düşen vergileri ödemelerinin garanti altına alınması amacıyla tasarlanan küresel vergi reformu üzerinde anlaşmaya varıldı. OECD'nin açıklaması, Google, Amazon, Facebook ve Apple gibi en çok tanınmış ve ABD merkezli çok uluslu şirketler de aralarında bulunduğu küresel şirketlerin, vergi reformu anlaşması uygulanmaya başlandığı andan itibaren, en az yüzde 15 oranında vergilendirileceğine işaret ediyor.
OECD'nin 2023 yılından itibaren uygulanmaya başlanacağını öngördüğü yeni küresel vergi sistemine bağlı olarak, daha önce, söz konusu reform adımının hayat bulması halinde, küresel çapta 50, hatta 70 milyar dolar ek veri toplanacağına dair tahminler ise, önce 100 milyar dolar, anlaşmanın sağlandığına dair açıklamalar sonrasındaki yeni hesaplamalarla 150 milyar dolara ulaşmış durumda. OECD atılan bu adımla ve oluşturulan çerçeve anlaşmaya, son 20 yılda önemli bir küreselleşme ve dijitalleşme dönüşümü yaşamış olan dünya ekonomisinde, 21'inci yüzyılın gerçeklerine hizmet etme kabiliyetini doğal olarak kaybetmiş olan, neredeyse 100 yıllık, uluslararası vergi sisteminin en kilit unsurları da bu sayede güncellenmiş oluyor.
Bununla birlikte, bilhassa yatırımları, bilhassa uluslararası doğrudan yatırımları çekebilmek adına düşük vergi uygulamasını tercih eden iki Avrupa Birliği ülkesi İrlanda ve Macaristan anlaşmayla ilgili kimi soru işaretlerini barındırmayı sürdürüyorlar. İrlanda, Macaristan, Lüksemburg ve Polonya, başta çok uluslu şirketler olmak üzere, küresel yatırımlarını ülkelerine çekmek adına düşük vergi uygulamasından destek aldıkları belirtilen ekonomiler. Örneğin, Facebook, Google ve Apple gibi teknoloji devlerinin Avrupa Birliği'ndeki merkezlerinin bulunduğu İrlanda'da kurumlar vergisi oranı sadece yüzde 12,5. Nitekim, İrlanda Maliye Balanı Paschal Donohoe, yeni kurallar nedeniyle uluslararası şirketlerden elde ettikleri gelirin yüzde 20'sini kaybedebileceklerini belirtti.
İsviçre ise, küresel vergi reformu anlaşmasına yönelik kimi 'ciddi tereddütlere' rağmen, reformu desteklediklerini; bununla birilikte, küçük, inovasyona dayalı ülkelerin vergi imkanlarından kaynaklanan kabiliyetlerinin de göz ardı edilmemesi gerektiğini vurgulamakta. Ülkesinde stratejik sektörlere vergi teşvikleri verdiği bilinen Çin ise, anlaşmaya destek vermiş durumda. OECD Genel Sekreteri Mathias Cormann'ın umudu yılın son çeyreğinde, 'Kapsayıcı Çerçeve Üyeleri' arasında nihai anlaşmaya varmanın herkesin çıkarına olacağı.
Cormann, reformun vergi rekabetini ortadan kaldırmadığını; kaldırmaması gerektiğini; bununla birlikte, vergi rekabetine çok taraflı olarak varılan anlaşma uyarınca kısıtlamalar getirdiğini hatırlatıyor. İngiltere'de kurulmuş ve çatı kuruluş olarak bünyesinde 20 ayrı uluslararası yardım kuruluşu barındıran Oxfam ise, bilhassa az gelişmiş ülkelere ilave vergi gelirinden yeterli pay sağlayacak vergi seviyesine erişmek için daha yoğun çaba gerektiğini; gelişmekte olan ve bilhassa az gelişmiş ülkeler lehine reformun daha geliştirilecek yönleri olduğunu belirtmiş. Bakalım, bu tarihi adım yıl sonuna nasıl şekillenmiş olacak.