Bugünden itibaren, dünyanın önde gelen 7 ülkesinin liderleri İngiltere'de, Cornwall'in St Ives Bölgesi'ndeki Carbis Bay Oteli'nde bir araya gelecekler. Söz konusu zirvenin NATO Liderler Zirvesi'nin hemen öncesinde olması da ayrı önem arz etmekte. 1975'ten bu yana ilk kez, geçen sene ABD ve Başkan Trump ev sahibi iken, G7 küresel pandemi nedeniyle liderler zirvesini fiziki gerçekleştirememişti. Bu nedenle, söz konusu Liderler Zirvesi, 1 yıl aradan sonra, liderlerin fiziki olarak bir araya geleceği ilk toplantı olmasının yanı sıra, seçildiğinden bu yana, ABD Başkanı Joe Biden açısından da, 'Kovid-19' nedeniyle fiziki olarak katılabildiği ilk toplantı olma özelliği taşıyor.
Zirve'den iki gün önce İngiltere'ye gelen Biden, Birleşik Krallık'ın Brexit'in yürürlüğe girmesi sonrasındaki yol haritası başta olmak üzere, iki ülke arasındaki konuları da ele almayı hedefliyor. Yarın, toplantıya Avustralya, Güney Afrika, Güney Kore liderleri ve Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri de fiziki olarak, Hindistan Başbakanı ve kimi uluslararası kuruluşların üst düzey temsilcileri de çevrimiçi katılacaklar. G7 Zirvesi, hiç şüphesiz, iklim değişikliği, enerji dönüşümü, sıfır karbon, yeni küresel vergi reformu başlıkları öncelikli olmak üzere, dünya ekonomisi ve siyasetini ilgilendiren konuların detaylı olarak ele alındığı, kimi kararların ise onaylandığı bir toplantı olacak.
Birleşik Krallık tarafının, Avrupa Birliği ile yürütülen Brexit sürecinde, gıda ve tarım ürünlerine, balıkçılık ve deniz mahsullerine yönelik ilerleme kaydedilmesi arzu edilen konular ile ilgili olarak da Biden'a bilgi vermesi beklenmekte. Brexit sonrasına yönelik olarak, sınır geçiş meselelerinin netlik kazanamamış olması ve İngiltere'nin meşhur bir sosis türünün Kuzey İrlanda'da bu nedenle satılamaması da bu konu başlıkları içerisinde yer almakta. Küresel pandemi sürecinin atlatılması ve sebep olduğu ekonomik ve sosyal yaraların sarılması da hiç şüphesiz gündemin önemli başlıklarından birisi olacak. Başbakan Boris Johnson'ın 2022 sonuna kadar küresel ölçekte bir aşılama sürecinin tamamlanması adına çağrıda bulunması beklenmekte.
Uluslararası ekonomi ve finans haber ajansı Bloomberg'in elde ettiği bir bilgi, G7 liderlerinin 2030 yılına kadar araç satışlarının büyük kısmının benzin veya dizel yakıt dışında olması için adına çalışmaların hızlandırılması hususunu ele alacaklarına işaret etmekte. Zirvede, gelişmekte olan ülkelerin de karbon emisyonu azaltmalarına yönelik fonlama taahhüdünde bulunmalarının talep edilmesine yönelik bir konu başlığının ele alınacağı konuşuluyor. Ancak, bu hususların tümünde G7 ülkeleri arasında da önemli görüş ayrılıkları söz konusu. Nitekim, Uluslarası Enerji Ajansı'nın (IEA) son 2 yılda yayınlanan raporları incelenerek, Avrupa coğrafyasında hidro karbon bazlı enerji alanına yapılan yatırımlar ile yenilenebilir enerji alanı yatırımları karşılaştırıldığında, Avrupa'da dahi son dönemde hidro karbon, yani fosil yakıt yatırımlarının, zannedilenin aksine, arttığı gözlenmekte.
Bu nedenle, yeşil enerji, yeşil büyüme ve yeşil gelecek başlıkları önemli olsa da, elektrikli araçlara yönelik teşvikler öne çıksa da, ülkelerin enerji arz güvenliği adına zihinleri hayli karışık gözüküyor. Bu nedenle, petrol ve kömüre yönelik yatırımlara sübvansiyonların, desteklerin kaldırılmasına yönelik tartışma gündeme gelecek mi, birlikte takip edeceğiz.