Vücudumuzun bağışıklık sistemi bugün mücadelesini verdiğimiz 'küresel virüs salgını'ndan bireysel bazda etkilenmemek adına ne kadar önemliyse, dünya önemli süreçlerden, kırılmalardan geçerken, bölgesel ve küresel krizleri 'güçlü' bir şekilde atlatabilmek adına, ülkenin 'milli bağışıklık sistemi'nin güçlü olması o derece önemlidir. Ülkenin 'milli bağışlık sistemi'nin gücü 'ekonomik güç', 'siyasi güç', 'askeri güç' ve 'bilgi gücü'ne dayalıdır. Ülkenin üretim, ihracat, tasarruf ve yatırım becerisi ekonomik gücü oluşturur. Ülkenin 'hızlı' ve 'etkili' karar alabilme, strateji ve çözüm üretebilme kabiliyeti 'siyasi güç'tür.
Ülkenin sınırları tam koruma, ülkenin her karış toprağına hakim olma, bölgesel ve küresel ölçekte 'caydırıcı güç' olabilme kapasitesi 'siyasi güç'tür. Ülkenin ekonomik, siyasi ve askeri alanda alacağı 'hızlı' ve 'etkili' kararları kendi siber altyapısıyla, kendi yazılımlarıyla ürettiği bilgiye dayalı olarak alma kabiliyeti, 'milli veri tabanı'nı kendi donanımlarında 'saklama' kabiliyeti ise 'bilgi gücü'dür. Bugün, savunma alanındaki büyük başarının perde arkasında sadece kara, deniz, hava unsurlarımıza yönelik 'milli unsurlarımız' değil; aynı zamanda, bu unsurlarımızın etkinliğini arttıran milli yazılım ve donanımızın gücü unutulmamalıdır.
Bu dört önemli güç, 'eş zamanlı' ve 'eş ölçüde' kapasite ve kabiliyete sahip oldukları ölçüde ülkenin 'Milli Bağışıklık Sistemi' de güçlüdür. Son 17 yılda gerçekleştirilen, ekonomik, siyasi, askeri ve bilgi gücüne dayalı reformlar, 'milli' projeler, 'milli ' hamleler, pek çok tuzağı, pek çok hainliği, Türk halkının 'özgüveni' ve 'Milli İrade'siyle bertaraf etmemizi sağladı. Bugün, küresel virüs salgınından da başarıyla, önümüzdeki 20 yıl için yeni bir 'hikaye' yazmak; Türkiye için küresel ekonomipolitikte yeni ve güçlü bir 'pozisyonlanma' içerisinde olmak adına, 'Milli Bağışıklık Sistemi'mizi güçlü tutmamız gereken bir dönemden geçiyoruz.
Küresel virüs salgınını güçlü bir sağlık alt ve üst yapısıyla göğüslemek; virüsün bir an önce kontrol altına alınması adına, bireysel fedakarlıklarımızı, toplumsal bir 'birlik ve beraberliğe' dönüştürmek adına var gücümüzle mücadele ediyoruz. Bu süreçte, Cumhurbaşkanımızın çağrısıyla başlatılan 'BizBizeYeterizTürkiyem' 'Milli Dayanışma Kampanyası' dünyada örneğine zor rastlayacağınız, bize has, bu topraklara has bir 'birlik ve beraberlik'tir.
Türkiye'nin üretim, istihdam, yatırım ve ihracat gücünü korumak adına, devlet, hükümet nasıl ki seri tedbir ve paketler açıklıyor ise, maddi desteğe ihtiyaç duyan vatandaşlarımız için 'topyekun dayanışma' hamlesi, 'Bir ve Beraber' olduğumuzu bir kez daha göstermek adına örnek bir adımdır. IMF'in küresel virüs salgınıyla mücadelenin ortasında, Venezüella'nın yardım çağrısını 'siyasi' nedenlerle reddettiği bir dünyada, çözümü 'benliğimiz'de, 'içimiz'de, 'milli dayanışma ruhu'muzda arayalım.