Küresel ekonomi-politik sistem açısından, başta ABD ve Ortadoğu ile Körfez'de öncelik verdiği menfaat ortağı ülkeler, içinde bulunduğumuz dönemi bir 'kaos' dönemine dönüştürmek adına yoğun bir çaba sarf edildiği aşikâr. Türkiye'nin oyun kurucu bir ülke olarak, 'medeniyet diplomasisi', 'düzen diplomasisi' kodlarıyla ortaya koyduğu etkili mücadele, ABD'nin ve onun bölgemizdeki 'menfaat' çevresinin yürüttüğü 'kaos' operasyonunu bertaraf etmeyi hedefliyor. Terör örgütleriyle bir arada hareket edecek kadar ahlaki değerlerden yoksun bu anlayış, 'küresel pervasızlık' boyutunda, Kaşıkçı cinayetinin deşifre olan boyutlarıyla, Türkiye'nin 'söylem üstünlüğü' sayesinde, uluslararası çevrelerin, kurumların pek çok 'insanlık dışı' konuyu da sorgulamasını sağlamakta.
Bu nedenle, nasıl ki Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 'Dünya 5'den büyüktür' tespiti ve çağrısı bugün yüzlerce ülke tarafından kucaklanan ve Birleşmiş Milletler başta olmak üzere, tüm küresel platformlardaki haksızlıkları, eşitsizlikleri sorgulatır bir harekete dönüştü; önümüzdeki dönem, Türkiye'nin tırmanan 'küresel pervasızlık'a karşı da 'söylem üstünlüğü' oluşturmasını ve bu konuda küresel bir çağrıda bulunmasını gerektirecek. Türkiye'nin kendi coğrafyası için, Avrasya için verdiği 'medeniyet mücadelesi', bu mücadelenin motor gücünü oluşturan 'ekonomik performans'ın sürdürülebilirliği açısından, 'pozitif büyüme' patikasının da devamlılığını gerektirmekte.
Bu nedenle, Hazine ve Maliye Bakanı Albayrak'ın açıkladığı çeşitli sektör ve alanlara yönelik vergi düzenlemesi, üretim, büyüme ve istihdamın korunması ve sürdürülebilirliği açısından önemli bir adım olarak görülmeli. 2019'da Türkiye'nin 'pozitif büyüme' patikasında kalabilmesi adına, 6 ay daha yüzde 20'nin üzerinde bir enflasyonla yola devam edecek isek, Türkiye'nin 'bölgesel' ve 'küresel' görevleri adına, 6 ay daha enflasyona katlanmayı göze almak yerinde olabilir.