Peşinen söyleyeyim ve kızan kızsın; dünya ekonomisi açısından enflasyonun bir önceliğe sahip olduğunu söyleyen her ekonomistle fikirsel kapışmaya hazırım.
Dünya ekonomisinin ciddi boyutlara ulaşmış sorunları öncelik sıralamasına tutulsa, küresel ölçekte 'vasat büyüme' sorunu, artan 'işsizlik' sorunu ve 'küresel ticarette daralma' sorunu ilk üçte gelir. Uluslararası piyasalarda paritelerin ve küresel emtia fiyatlarının aşırı dalgalanması da takip eder.
Enflasyon, şu anda önde gelen merkez bankalarının 'öncelik' radarında yok. Bu nedenle, tüketici enflasyonunu yıllıklandırılmış bazda yüzde 7-9 bandında tutmak koşulu ile Ekonomi Yönetimimizin büyümeye öncelik vermesine hepimizin destek olması gerekiyor.
Bu noktada, yılın kalan iki ayı ve bilhassa 2017 büyüme hedefi açısından, kısa ve orta vadeli olarak atılacak adımlar söz konusu. Kısa vade için, tüketici finansmanını rahatlatacak adımlar, kredi kartı ve bireysel kredi taksit sayılarının yeniden yapılandırılması çok önemli.
Ayrıca, kısa vadede, KOBİ'lerin, gerek kendisinden mali durumu daha güçlü olan büyük işletmelerden, gerekse de kamudan alacaklarının tahsilatında, ortalama 6-7 aya uzadığı piyasada konuşulan vadelerin, mutlaka 2-3 aya çekilmesini sağlayacak ve piyasada borç-alacak nakit ilişkisinin dönmesini sağlayacak ek tedbirler gerekiyor. Bu noktada, bankaların da 'erken kredi kapatma' benzeri müdahalelerde bulunmayarak, KOBİ'lerin hesabına yatan alacaklarının, yine KOBİ'ler tarafından diğer piyasa oyuncularına ödenmesine imkân vermeleri gerekmekte.
4. çeyrek için ek tedbir önemli
2016'nın son çeyreği için ek tedbir önemli. Çünkü dün açıklanan eylül ayı sanayi üretim verisi sonrasında, bu yılın 3. çeyrek GSYH reel büyümesinin yüzde -0.98 ile -1.66 çıkması ihtimali kuvvetlenmiş durumda. Bu durumda, tüm 2016 için yüzde 2.8 büyüme yakalanabilmesi adına, içinde bulunduğumuz 4. çeyrekte yüzde 4 büyüme yakalamamız gerekiyor.
Özel sektör yatırımlarını 2 ay içinde hızlandırmak kolay olmadığına göre, son çeyrekte hane halkı tüketim harcamaları, kamu harcamaları ve net ihracatın büyümeye katkı sağlayacağı bir hamle yapmak gerekiyor.
Bu da, tüketici güvenini artıracak şekilde Hükümet tarafından verilecek olumlu mesajlardan, yıl sonu bütçe hedefi ve mali disiplini gözden geçirerek, kamu harcamaları için ne ölçüde ek imkân olduğuna bakmaktan ve ihracatın desteklenmesi adına, başta Eximbank, ek finansman imkânı oluşturulmasından geçmekte. Bu çalışmaları, 2017 için de düşünmek yararlı olacaktır.