Dün Hollanda medyasında Ruud Van Nistelrooy'un ağzından bazı ifadeler yayınlandı. Frank Rijkaard ile Galatasaray'a transferi hakkında konuştuğunu açıklayan yıldız futbolcunun sözlerini bu sayfada okuyabilirsiniz.
SABAH okuyucuları Rijkaard-Van Nistelrooy diyaloğunu 5 Ocak Salı günü öğrenmişti. Galatasaray muhabirimiz Yaşar Yalçın, sarı-kırmızılılar Antalya'ya giderken havaalanında teknik direktör Rijkaard ile konuşmuş ve Hollandalı hocadan aldığı bilgiler dahilinde söz konusu haberi yapmıştı.
Aynı gün havaalanında Arda Turan ile de konuşmuştu. Florya'daki son idmanda bir cep telefonunun Fenerbahçe marşı melodisiyle çalmasına "Florya bizim evimiz. Tesislerimizde bir kez daha aynı olay yaşanırsa yine aynı tepkiyi veririm" diyen Arda, ertesi gün basın toplantısında aynı ifadeleri yinelemişti. Havaalanındaki diyaloglardan sonra neler yaşandığını kamuoyu bilmiyor . Şimdi onları paylaşma zamanı. Galatasaray Kulübü, teknik direktörüyle konuşup haber yapan muhabirimize tepki gösterdi. Yaşar Yalçın, "Hocaya soralım. Beni yalanlarsa haklısınız" demesine rağmen - belki kapalı kapılar ardında bunu yaptılar ve yalanlatamadılar - muhabirimizle hocayı yüzleştirmeye yanaşmadılar. Bunun yerine muhabirimize ceza verdiler. Kafileyi Antalya'dan Samsun'a götüren özel uçağa takımı takip eden gazeteciler içinde sadece Yaşar Yalçın alınmadı. O da önce İstanbul'a uçtu. Oradan Samsun'a geçti. Araba kiralayarak Ordu'ya gitti ve işini yaptı. Ardından aynı yolla tekrar Antalya'ya döndü.
UMARIZ SON OLUR!
Kulüp yöneticilerinin yalan haberlerden yakınmalarını sık sık dinliyoruz. Ama kulübün teknik direktörüyle konuşup ondan öğrendiği bilgileri haberleştiren bir gazetecinin cezalandırılması herhalde ilk kez oluyor. Umarız son kezdir.
İşin bir de mesleğimiz için acı yanı var. Yaşar Yalçın'ın o uçağa alınmaması için ne yazık ki bazı meslektaşlarımızın da talebi olduğu bize iletildi. Buna inanmak istemiyoruz. Galatasaray Kulübü'nde kararların medyanın baskısıyla alındığını düşünmüyoruz. Sezon başından beri kulübün internet sitesinden kimlerin, ne kadar yalanlandığı ortada. Yaşananlar kulübün iletişim politikasında çifte standart olduğunu gösteriyor. Buna sessiz kalmayacağımızın da herkes tarafından bilinmesi gerekir.