Futbol Federasyonu yeni yönetimi göreve gelirken adalet, şeffaflık, dürüstlük, güven söylemlerinin üzerinde durdu. Büyük bir krediyle göreve başladı. Hakem hataları bile yeni dönemde eleştirileri federasyona yöneltmedi. Sadece Merkez Hakem Kurulu'nun tuhaf atamaları tenkit edildi. Görünen o ki; kurulların hataları bireysel hatalardan daha yıpratıcı olabiliyor.
Federasyonun bir kurulu da Profesyonel Disiplin Kurulu... Şimdi bu kurulun kararları gündemde.
27 Şubat 2008'deki GalatasarayFenerbahçe Türkiye Kupası çeyrek final rövanş maçının ardından Fenerbahçe'nin Lugano ve Gökhan, Galatasaray'ın da Lincoln'ün ikişer sarıdan kırmızı kartları için itirazları vardı. Kurul, 28 Şubat'ta "İtiraza konu olan hakem kararları bariz/aşikar bir hatalı karar olarak değerlendirilmemiş" diyerek üç futbolcu için yapılan kart iptal taleplerini reddetti.
Aynı kurul 6 Mart'taki toplantısında Fenerbahçe kalecisi Volkan Demirel'e "Rakibe yönelik ağır saldırı" gerekçesiyle 6 resmi müsabakadan men cezası verdi. "Anılan sporcunun eylemini tahrik altında gerçekleştirdiği dikkate alınarak eylemine Futbol Disiplin Talimatı'nın 42. maddesinin uygulanması suretiyle" diyerek cezayı 4 maça indirdi.
Söz konusu maddeye göre, ceza tahrik durumunda üçte ikiye kadar indirilebiliyor. Volkan'a indirimin üst sınırı uygulanmış.
Her iki kararın altında da PFDK Başkanı Mehmet Reşat Bostan'ın imzası var.
Bostan'ın imzaladığı ilk karar, "Lincoln'ün sarı kartları doğru" diyor. Futbolcunun küfür etmediğini kabul ediyor; çünkü küfür olsa Lincoln'e direkt kırmızı kart gerekirdi. Hakem duymadıysa tahrik indirimini sağlayan sözleri tamamen dolu statta, son dakika golüne sevinen tribünlerin uğultusu arasında gözlemci veya temsilci mi duydu?
Bostan'ın imzaladığı ikinci karar, "Volkan tahrik sonucu bu eylemi yaptı" diyor. İndirimin tavanını uyguluyor. Tahrik eden Lincoln ise bu eylemi için neden ceza almadı? Lincoln tahrik etmediyse, PFDK için Galatasaray'ın Fenerbahçe'ye gol atması veya atılan gole sevinmesı tahrik midir?
Bu kararların arkasında yeni yönetimin göreve gelirkenki söylemleri, "Şeffaflık, adalet, dürüstlük, güven" mi var, yoksa Volkan'ın beş maç ceza alsa Beşiktaş derbisinde oynayamayacak olmasının ince ayarı mı?
"Federasyon, kurulları ile idare ediliyor. Dolayısı ile kurullarınızı çok dikkatli seçmeniz lazım. O kurulların da mevcut kurallar çerçevesinde çok iyi çalışması lazım."
Bu sözler Hasan Doğan'ın Hürriyet'e röportajından. Bu örneklere bakınca kurulların mevcut kurallar çerçevesinde çok iyi çalıştığı söylenebilir mi? Yeni federasyon, duyulan güveni, tanınan krediyi süratle tüketiyor. Umutlar boşuna mıydı acaba?