Beşiktaş'a, en çok da sezon başından beri yerden yere vurulan Runje'ye çok yazık oldu. Leverkusen daha fazla pozisyona girdi. Ama Beşiktaş oyun olarak ilk 15 dakika dışında rakibine ezilmedi. Bazı bölümlerde de daha iyi oynadı. Leverkusen'in iki golünde de Runje gollük şutları çıkardı; üstelik bunların ilki penaltıydı. Ama savunma kalecisinin kurtardığı toplarda bile rakiplerinden ağır davranınca yenen iki gol yüzünden tur Kartal'ın pençeleri arasından uçtu gitti.
UEFA sıralamasında 7'nciliğe düşüp Şampiyonlar Ligi'nde iki takıma düşme riskiyle karşı kalmış Alman futbolu için de çok önemli bir maçtı. Fenerbahçe'nin Frankfurt'u elemesinin ardından Leverkusen, Beşiktaş'ı yenemezse Almanya kupalarda sezonun ikinci yarısına sadece iki takım taşıyabilecekti.
İlk 10 dakikada Leverkusen hızlı çıkışlarla üç net pozisyon buldu. Sağda Toraman, göbekte Koray dökülüyordu. 14'te yine Koray'ın hatasında Voronin Runje'yi de geçip topu filelere gönderemedikten sonra Leverkusen'in temposu düştü, Beşiktaş maçı dengeledi. Burak ve Kleberson, oyuna ağırlığını koyan Ricardinho'ya biraz ayak uydurabilse golü atmak işten değildi.
KLEBERSON SORGULANMALI
İkinci yarıda da işler uzun süre Beşiktaş'ın istediği gibi gitti. Leverkusen Teknik Direktörü Skibbe önce Barnetta, sonra da Kiessling'i sahaya sürdü. Bu arada Tigana da Nobre ve Gökhan Güleç'i oyuna alarak kazanma hamleleri yaptı ama özellikle ikincisi fazla maceraperestlikti. Kiessling girdikten iki dakika sonra Leverkusen golü buldu ve Skibbe istediği skora ulaştığı için hemen forvetten Voronin'i kenara alıp savunmasını takviye etti. Ardından Barbarez ve Ricardinho'nun karşılıklı sayıları skoru belirledi. Beşiktaş'ın savunması eleştirilerden aslan payını alacak ama asıl sorgulanması gereken isim Kleberson olmalı. Silik, sorumluluk almayan futbolunun dışında skor 0-0'ken kaçırdığı bir gol var ki; maçın kader anıydı. Beşiktaş Alman takımlarına karşı beşinci maçında da mağlup olurken Leverkusen Türk takımlarıyla oynadığı üçüncü maçı da 2-1 kazanarak ilginç bir istatistiğe imza attı.