Türk futbolunda uzun süredir en önemli tartışma konularından biri "Yabancı sınırlaması kalksın mı, kalkmasın mi?" idi. Bugünkü sayfamızda okuduğunuz (Baştan sona okumadıysanız çok şey kaçırdığınız) araştırma, bu tartışmanın çok farklı bir boyutunu daha ortaya koyuyor.
Futbolumuz, yıllardır yabancı futbolculara çok ama çok ciddi meblağlar ödüyor. Eldeki resmi verilerle 10 yıllık süreçte en muhafazakar hesapla 750 milyon dolar gibi bir bedel ortaya çıkıyor.
Gerçek bonservis bedelleri, futbolculara gerçekte ödenen bedellerle birleştirilse 1 milyar doların aşılması mümkün.
Bu rakamlar yabancı sınırlaması tartışılırken ortaya atılan "kalite-kantite" (nitelik-nicelik) boyutunun aslında ne kadar önemli olduğunu da gösteriyor. Bugüne kadar yabancı transferinden verim alamayan kulüplerin, kaliteyi bulamadan sınırlamaların kalkmasını isteyenlerin pek de haklı olmadıklarını gösteriyor.
Girdilerle çıktılar arasındaki ilişkiyi gösteren verimlilik açısından yabancı futbolculardan randıman alındı mı? Kulüplerimizi yönetenlerin savurganlıktan uzak bir şekilde kaynakları en iyi şekilde değerlendirdikleri, verimliliğin gereklerini yerine getirdikleri söylenebilir mi?
Bugün kulüplerimizin sağlıklı bir ekonomik yapıya sahip olduklarını söylemek fazla iyimserlik olur. Naklen yayın gelirleri Türk futbolunun, kulüplerimizin lokomotifi. Birçok kulübümüz neredeyse yumurtaların tamamını tek bir sepete koymuş durumda. Naklen yayın geliriyle çarkları döndürüyor, hasılat, maç günü, sponsorluk ve ürün gelirleri gibi kalemleri artırma konusunda ya başarısız oluyorlar ya da gerekli çabayı göstermiyorlar. Asıl ilginci; ana gelir kalemi olan naklen yayın geliri yabancı futbolcuların bu sezonki sözleşme bedellerini ancak karşılıyor.
Bu sayfadaki rakamlar (ki hepsi resmidir ve TFF'den alınmıştır) açıkça gösteriyor ki; ya bazı kulüp yöneticilerimiz işi bilmiyor ve lüzumsuz yerlere fazla para harcıyor. İkinci ihtimali, yani özellikle son dönemdeki rakamların şişik olduğunu ve dünya futbolunun başına bela olacak gibi görünen para aklama gibi operasyonların Türkiye'de de yabancı transferlerinde yapıldığını aklımıza bile getirmiyoruz zaten.
İlk ihtimale göre; "Ayağını yorganına göre uzat" atasözünü kulüp yöneticilerimiz çoktan unutmuş. Acıdır ki; bu kafayla üzerlerine örtecek yorganı bile bulamayacaklar yakında!