Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HASAN BÜLENT KAHRAMAN

Dünyanın Amerika umudu

Geçen yıl bugünlerde Amerika'dayken bu ülke harıl harıl başkanlık seçimlerine hazırlanıyordu ve dünyanın gözü üstündeydi. Amerika 21. yüzyıla yeni bir başkan, yeni bir zihniyet ve yeni bir umutla girmek istiyordu. Bu gerçekleşti. Barack Obama Amerika'nın ilk siyah başkanı olarak, neredeyse bir devrim rüzgârı estirerek seçildi.Ama işbaşına geldikten bir yıl sonra Obama'nın fazla bir şey yapmamasından, Amerika'nın savaş içinde bulunduğu ülkelerde somut adımlar atmamasından yakınanlar en son Newsweek dergisinde yazdıkları bir yazıda aldatıldıklarını, aldandıklarını ve bu aldanışın boyutlarının her an büyüdüğünü belirttiler.
Öte yandan New York'ta seçim var. Seçime giren adaylardan birisi Bloomberg zaten şu anda Belediye Başkanı. Gene büyük bir olasılıkla o kazanacakmış gibi duruyor. Bütün tartışma New York söz konusu oldu mu toplanacak vergiler, Amerika dile getirilince sağlık sistemi üstüne oturuyor. USA Today gazetesinin yeni yayınlanan anketinde durum görülebiliyor.
Geçen yıl, "İlerideki üç beş yılda ABD'de işler daha mı iyi olur" diyenlerin oranı %65'ten %58'e düşmüş durumda. "Obama'nın önceliği ne olmalı" sorusuna "ekonomi" diyenler geçen yıl %64'ken bu yıl %41'de kalmış. Buna karşılık "İran ve Afganistan" diyenlerin oranı %11'den %18'e çıkmış. En önemlisi ise sağlık sistemi: %5'ken geçen yıl onu öncelikli görenler bu yıl %17. Enerjiye öncelik tanıyanlar %6'dan %2'ye inmiş durumda.
"Amerika'nın dış itibarını Obama artırır" diyenler Kasım 2008'de %76 iken şimdi %69. "Dışarıdaki birlikleri geri getirmeyi başarır" diyenler %66'dan %56'ya inmiş. İşsizliği azaltacağına inananlar %67'den %51'e gerilemiş. En dramatik olanıysa "Obama sağlık sistemini iyileştirir" diye düşünenlerin %64'ten %46'ya gerilemesi. Federal harcamaları (bütçe açığını) azaltabileceğini düşünenler %52'den %31'e düşmüş. Siyasal bölünmeleri ortadan kaldıracağına inananlarda da durum vahim: %54-%28.

Özellikle kamu politikaları düzeyinde Obama'nın durumu şu rakamların da gösterdiği üzere bir hayli yıkıcı. Şu andaki iki büyük tartışma konusu olan bütçe açıkları ve sağlık-sosyal güvenlik sistemini yenileme çabaları ile o alanlarda elde edilen sonuçlar Amerika'yı sol/liberal politikalarla sağ politikalar arasında çok önemli bir tercihe zorluyor ve yeni bir yere oturtacak. Nitekim, az önce söz ettiğim New York seçimlerinde Başkan Bloomberg verdiği ilanlarda "Siyaset yok icraat var" gibisinden bana göre çok 'tehlikeli', hiç değilse 'sakıncalı' bir savla öne çıkıyor.
Niye sakıncalı? Çünkü böyle koyduğunuz zaman meseleyi sol politikaların neo-liberal politikalar karşısında sürdüreceği mücadeleyi ve oluşturacağı yeni pozisyonları devre dışı bırakırsınız. "Siyaset yok-icraat var" türünden sloganlar daima sağ bir söyleme tekabül eder. Oysa bugün Amerika'nın ihtiyacı düpedüz yeni bir sosyo ekonomik program inşa etmek ve 30 yıllık neo-liberal geçmişi hiç değilse bir reforma tabi tutmak. Amerika'nın bu bunalımı dünyanın geri kalan kısmından çok daha ağır koşullarda yaşaması hem krizin neo-liberalizmin krizi olduğunu perçinledi hem de bunu bir Amerikan krizi olarak biçimlendirdi. Baştan itibaren neo-liberal politikalara bir ülke ne kadar mesafeliyse krizden aldığı pay da o kadar az oldu. Şimdi Obama yönetimi televizyonlara reklamlar veriyor. Bir adam bahçeli, güzel evini terk ediyor. Bir küçücük, karanlık odaya yerleşiyor. Ardından, hastanede yatan karısını ziyarete gidiyor. Belli ki, onun sağlık harcamalarını karşılamak için her şeylerini yitirmişler. Zaten o anda ekranda bir yazı çıkıyor, kimsenin bu şarta mahkûm olmaması gerektiğini söylüyor ve "Senatörlerinize yeni sosyal güvenlik sistemi için baskı yapın" hükmü ekrana yansıyor.
"Kapitalizmin (ve neo-liberalizmin) kalesinde" işlerin bu kertede olması alabildiğine şaşırtıcı gibi görünüyorsa da değil. O politikaların doğuracağı sonuçlar, görenler, bilenler, anlayanlar için belliydi. Bazıları sadece bu algıyı kararttı. Geçen yılki umut, Obama'nın sol politikalarla işte bu uygulamayı değiştirmesiydi.
O umuda Amerika'dan çok dünyanın ihtiyacı var. New York'tan bildireyim.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA